Som Bölüm 2
Yazan "khyroin" ve ufacık bir düzenleme yapan "Aydehan" a bolca teşekkür eder sizlere iyi okumalar dilerim.
Kami nefes nefese uyanmıştı yattığı yerden. Aklı hala gördüğü rüyanın etkisindeydi. Rüyasında adam öldürdüğünü gördü fakat bu çok saçmaydı çünkü Kami bir karıncayı bile incitemeyecek kadar narin ruhluydu.
Hatta o kadar narin ruhluydu ki bazen ailesinin intikamını alamayacağı için korkuyordu. Kami rüyasındayken hissettiği gücü şuan hissedemiyordu. Tekrar uyumayı düşündü fakat bir kere uyandığında bir daha uyuyamama gibi lanet bir huyu vardı.
Zaten sabahta olmuş düşüncesi ile ayağa kalkıp sokakta gezmeye başladı. Ne zamandır yemek yemediğini düşündü bu yüzden yemek aramaya koyuldu. Sokakları arşınlarken bir kadın görmüştü. Kesinlikle zengin bir aileden olduğu görünüşünden ve duruşundan belli oluyordu çünkü çok asil ve nazik hareketler sergiliyordu.
Ama kadın yürürken cüzdanını düşürmüştü bunu gören Kami koşarak cüzdanı aldı. Şu an Kami’nin önünde iki tane seçenek vardı ya cüzdanı cebe atıp içindeki parayı yiyecekti ya da cüzdanı kadına verip gidecekti. İlk seçenek çok cazip gelmesine rağmen Kami cüzdanı kadına vermeyi seçti.
Kadının arkasından koşarken “Hanımefendi cüzdanınızı düşürdünüz lütfen durun.” Diye bağırmıştı. Birkaç bağırıştan sonra kadın küçük çocuğun sesini duyup arkasına dönmüştü. Kami kadına koşarak ilerliyordu kadının önüne geldiğinde ise elleri ile dizlerinden destek alıp biraz soluklandıktan sonra cüzdanı kadına verdi ve geri dönmek için hazırlandı.
Tam arkasını dönüp gidecekken kadın çocuğa seslendi. “Çocuk adın nedir?” “Kami Somnia hanımefendi.” Dedi ve ilerlemeye devam edecekken kadının onu omuzundan tutup çevirmesi ile durdu. “Kaç yaşındasın çocuğum?” “10 yaşımdayım hanımefendi.” “Peki nerede yaşıyorsun, ailen var mı?” “100 metre ilerideki ara sokakta bir kartonda yaşıyorum ve ailem ben küçükken öldürüldü.” Dedi sesindeki hüzne engel olamayarak.
Kadın dayanamayıp çocuğa sarıldı. Kimse bu çocuğa sokak çocuğu demezdi üzerindeki kıyafetlere bakmasalardı. Çünkü çocuğun düzgün bir konuşması, temiz ve bakımlı bir görünüşü vardı.
“Karnın aç mı Kami?” diye sordu kadın çocuğa. Kami aç olmasına rağmen “Hayır aç değilim hanımefendi.” Diye cevap verdi. Fakat kadın çocuğun aç olduğunu anlamıştı ve çocuğun karnından gelen gurultularda aynı şeyi ima ediyordu. “Takip et beni senin karnını doyuralım sonrada kıyafetler alırız sana.” Dedi. Kami ilk başta mırın kırın etse de kadının ısrarlarına dayanamadı ve kadını takip etmeye başladı. Kadın imparatorun karısıydı ve kimse bunu bilmiyordu.
Çünkü daha önce kimse imparatorun karısını görmemişti.
Kadın ve Kami imparatorluğun en lüks –imparatorluk tek ve büyük bir şehir bu yüzden başkentten başka şehir yok- ve en kaliteli restoranına gelmişlerdi. Kami “Hanımefendi burası çok pahalı değil mi? Neden beni buraya getirdiniz, ben küçük bir parça ekmek ile de doyardım.” Dedi. Kadın o an çocuğun durumuna çok üzülmüştü. Kim bilir neler çekmişti zavallı çocuk.
“Sen parasını merak etme küçüğüm içeriye girince istediğini yemekte özgürsün.” Diye bir açıklama yaptı kadın. Çocuk kadının çok iyi biri olduğunu düşündü çünkü kim başkasına imparatorluğun en lüks ve en kaliteli yerinde yemek ısmarlar ki? Kami koşar adımlarla içeriye girdi.
İçerideki adam çocuğu görünce içine bir öfke doldu. Önüne gelenin buraya girmesi onu çok rahatsız ediyordu çocuğa doğru hızlı ve sert adımlarla gitti. Elini kaldırıp tam tokat atacağı sırada kadın içeriye girdi. “Sen hangi cüretle bu çocuğa vurmaya kalkışırsın?” diyerek hiddetle adama kızdı. Adam imparatorluğun özel günlerinde saraya girdiği için imparatoriçeyi görmüştü ve karşısında o vardı. Havadaki elini yavaşça indirdi ve hemen eğilip “Özür dilerim efendim sizinle beraber olduğunu bilmiyordum.
Lütfen beni affedin.” Diyerek af dilenmeye başladı. Kami rüyasında gördüğü olayın bir benzerini yaşıyordu fakat tek sorun burada kimse birbirini öldürmemişti. Kadın elini sallayarak adama kalkmasını işaret etti ve “Bu çocuk ne isterse getirin bu çocuğun istekleri benim isteklerim sayılır. Sakın saygıda kusur etmeyin.” Dedi ve bir masaya oturdu. Kami de kadının oturduğu masaya doğru ilerledi ve kadının karşısına oturdu. Garsonlardan biri geldi ve çocuğun kucağına beyaz bir örtü serdi ve menüyü masaya bırakıp gitti. Kami menüyü açtı ve yemeklere teker teker bakmaya başladı. Yemeklerin hepsi çok güzel görünüyordu fakat fiyatları dudak uçuklatacak kadar pahalıydı. “Hanımefendi bunlar çok pahalı.” Dedi Kami.
Kadın ise “Fiyatını dert etme sen ve istediğini ye.” Dedi. Kami kafasını sallayıp menüde gözünün ilk gördüğü yemeği söyledi yanı başlarında duran garsona. “Biftek ve patates püresi alabilir miyim lütfen?” dedi. Kadın şaşırmıştı çocuğun böyle demesine. Çocuk istediğini seçebilirdi fakat buradaki en ucuz şeyi seçmişti. Kadın sormadan edemedi “Kami neden bu yemeği seçtin? Daha güzelleri de vardı.” “Böyle yemekleri pek bilmediğim için gözüme ilk çarpan yemeği seçtim.” Dedi. Kadın bir kez daha çocuğun durumuna üzülmüştü.
“Garson banada aynısından getir.” Dedi kadın. Garson siparişleri bir deftere yazdı ve mutfağa doğru gitti. “Çok teşekkürler hanımefendi.” Dedi Kami kadına. Kadın yüzüne sıcak bir gülümseme yerleştirdi ve “Önemli değil çocuğum.” Dedi. Biraz bekledikten sonra yemekler geldi ve yemeye başladılar. Kami küçükken okuduğu kitaplar sonucu görgü kuralları ve sofra kurallarını biliyordu. Çatalı sol eline bıçağı da sağ eline aldı ve çatalı ete batırıp bıçakla kesti.
Yayıncı Notu: Yazar burdan sesleniyorum. Çatal ve bıçağı aynı ele alırsan yemek yiyemezsin!!
Kadın çocuğun bu davranışına hayran kalmıştı. Bir sokak çocuğu olmasına rağmen asillerden birisi gibi davranıyordu. Konuşması çok akıcı ve içtendi. Kadın bu çocuğa aşırı derecede bir yakınlık hissetti. Çocuk eti yavaşça ağzına götürdü ve çiğnemeye başladı. Et çocuğun ağzında adeta dağılıyordu. Çocuk yavaş yemeye özen gösterdi ve yemeğin tüm tadını aldı.
Yemeği bittikten sonra kucağına serilen örtüyü sakin bir şekilde topladı ve masaya koyup peçetelikten bir adet peçete alarak ağzında kalan yemek artıklarını sildi. “Yemek için teşekkürler hanımefendi.” Dedi ve tam kalkıp gidecekken kadının “Nereye gidiyorsun daha sana kıyafet alacağız.” Dedi. Çocuk kadına dönüp “Benim alacağınız kıyafetleri temiz bir şekilde saklayacak bir yerim yok bu yüzden boşuna para harcamayın lütfen.” Dedi. Kadın “O halde bundan sonra benimle birlikte yaşayacaksın seni evlat ediniyorum.” Dedi.
Çocuğun ağzı şaşkınlıktan açık kalmıştı çünkü kim daha bir saattir tanıdığı bir çocuğu evlat edinirdi ki? Çocuk “Hanımefendi neden böyle bir şey yapıyorsunuz?” diye sordu. Kadın “Belli bir sebebi yok kendimi sana çok yakın hissettim o yüzden sanırım.” Dedi. Çocuk tam ağzını açıp itiraz edecekti ki kadın “İtiraz kabul etmiyorum. Şimdi çıkıp sana kıyafetler alacağız ve yeni evine gideceğiz. Eminim çok beğeneceksin.” Dedi.
Çocuk uğraşmanın boşa olacağını anladı ve kafasını tamam anlamında salladı. İçi, yıllardır hissetmediği bir duyguyla dolup taşıyordu. Ait olma duygusu. Sonunda bir yere ait olduğunu hissetmişti. Fakat bu yerin imparatorluk sarayı olduğunu hiç bilmiyordu.
Bu sırada ruhlar aleminde ikamet eden tüm ruhlar Mano’nun etrafına toplanıp ona neden böyle bir şey yaptığını soruyorlardı. Mano bu sorulara daha fazla dayanamayıp “YETER ARTIK YAPTIKLARIM SİZİ İLGİLENDİRMEZ CANIM İSTEDİ VE YAPTIM BUNUNLA SORUNU OLANLAR BENİMLE ARENADA DÖVÜŞEBİLİR.” Diyerek hiddetlendi. Ruhlar alemindeki herkes Mano’yu kızdırmamaları gerektiğini biliyordu.
0 yorum :
Yorum Gönder