Ar Bölüm:45
Bölüm 45 - Renk değiştirmek
Zend konuştuktan sonra, Fun Zend'e şaşkınlık içerisinde baktı. Kafasında garip şeyler varmış gibiydi.
Tam Kyuk bir şeyler söylemek için ağzını açmışken Fun ona konuşmaması için bir işaret yaptı. Belli ki şu an düşünüyordu.
Kyuk birkaç saniye sessiz kaldı ama sonra dayanamayıp konuştu. "Fun, iki büyü aynı anda kullanıldığında böyle şeyler olabilir. Belki duyduğumuz şey milyonlarca yıl öncesine ait bir yaratığın sesiydi, bilemeyiz. Biliyorsun ki büyü çok kararsız bir yapıdır ve her an farklı şeyler ortaya çıkarabilir. Bizden başka kimse duymadıysa gereksiz yere endişe etmeye gerek yok."
"Anlamaya başlıyorum sanırım." Fun mırıldandı.
Kyuk Fun'un onu onayladığını düşündü, konuşmaya başladı. "Hadi o zaman, büyüye devam edelim. Böyle şeyler milyonda bir olur, endişeye gerek yok."
Saga da başını sallayıp elini Kyuk'un omzuna koydu, sonra da elini Fun'un omzuna dokunmak için uzattı. Ama Fun hemen ona engel oldu.
"Bence bir kere daha denemeye gerek yok, canımı sevdiğim düşüncesindeyim."
Kyuk ve Saga ne olduğunu anlamamışlardı, ama Fun hem siyah ki havuzunun hem de kükremenin bir rastlantı olmadığını düşünüyordu.
"Niye ki? Nasıl yani?" Saga konuştu.
"Boşverin, bugünlük yeterince şey yaşadık. Şimdi odalarımıza dağılalım ve güzel bir uyku çekelim. Yarın için enerji toplamalıyız. Bu arada Zend, sana okuma yazmayı Saga öğretecek. Yarın ilk derse girme ve onun yanına git."
Zend de ne olduğunu anlamamıştı ama çaktırmadı. Başını Saga'ya çevirdi ve salladı. Yun zaten son derece şaşkındı, üç tane güçlü insanın niye böyle tepkiler verdiklerini pek anlamamıştı, ama sormamayı daha mantıklı buldu. Ama Zend'in soracağı başka bir soru vardı.
"Siyah ki havuzu kötü bir şey mi?" Zend elini göbeğinin üstüne koydu.
"Bunu birkaç kişiye soracağım Zend. Henüz biz de bilmiyoruz." Fun konuştu. Hala düşünüyormuş gibi bir havası vardı.
"Madem çıkıyoruz, hadi siz de kendi evinize çocuklar." Kyuk konuştu, yarayla dolu yüzüne alışmıştı çocuklar artık.
Zend hemen ayaklandı ve hep beraber dışarı çıktılar. Yüzüğüne bir bakış attı, şu anda yüzüğü mavi renkli bir demire, beyaz bir arkaplana sahipti. "Daha önce siyah falan değil miydi bu ya?" Zend mırıldandı.
"Fun, bu yüzükler ne zaman renk değiştiriyor?" Zend bir yandan yüzüğünü inceleyerek bir yandan da konuştu.
Bir anda herkes Zend'e döndü. Fun hemen konuştu. "Renk mi değiştiriyor?" adam hızlıca Zend'in yanına eğildi ve yüzüğe baktı.
"Evet. İlk aldığımda böyle değildi." Zend tekrar konuştu.
Saga, Kyuk ve Yun da yüzüğe bakmaya başladılar. Saga konuştu. "İnanmam."
Zend Saga'ya baktı. "Neye?" Saga Zend'in elini tutup yüzüğünü gözlerine doğru yaklaştırdı, sonra Zend'in alnına sağ işaret parmağıyla dokundu. Gözleri birden parlamaya başladı, Fun, Kyuk ve Yun etrafa uçtular, Zend Fun ve Kyuk'un bayıldığını, Yun'un ise kafasının koptuğunu gördü. Bir çığlık kopardı. "Ne?!"
"Amacım sadece seni öldürmekti Zend! HAHAHA!" Saga birden bağırmaya başladı, ama sesi eski sesi değildi. Sanki bir erkekle bir kadın aynı anda aynı şeyleri söylüyorlarmış gibiydi.
"Beni öldürmek mi?!" Zend kendine şeytanca bakan kadına baktı, kadının etrafından garip bir enerji çıkmaya başladı ve Fun'u ezdi, Kyuk'u da arkasındaki duvarı yok ederek arkaya yolladı.
"Fun! Hayır! HAYIR!!" Zend gözlerini kapatıp bağırmaya başladı.
"Sakin ol Zend." Fun'un sesini duydu Zend.
Gözlerini aceleyle açtı, her şey Saga alnına dokunmadan önceki gibi normaldi. Saga'yı gördü, hemen ondan uzaklaşmaya çalıştı ama eli Fun ve Saga tarafından tutuluyordu.
"Şeytan karı!"
Kyuk dayanamayıp güldü. "Hahaha, ne yaptın çocuğa Saga?"
Saga Zend'e baktı. "Hey, sakin ol kardeşim, bu sadece bir illüzyon büyüsüydü. Mental elementi hani. Yüzüğün gerçekten renk değiştirip değiştirmeyeceğini görmek için mecburen yaptım bunu. Özür dilerim. Affedebilecek misin beni?"
Zend biraz önceki görüntüleri aklından silemiyordu, hala büyük bir korku içindeydi. Cevap vermedi.
"Saga, yine kendine hakim olamayıp çok abarttın değil mi?" Fun konuştu. "Ne yaptı illüzyonda Zend?"
Zend kendini biraz zorlayarak konuşmaya başladı. "Seni ve Kyuk'u öldürdü, Yun'u hiç göremedim bile."
Fun ayıplarcasına Saga'ya baktı. "Yuh be! Çocuk bu çocuk, bu kadar yüklenecek ne vardı? Kolunu falan kes, okuldan atıldığını falan göster. Bu kadar abartma."
Saga biraz masumca gözlerini aşağıya doğru dikti. "Birazcık abartmış olabilirim."
"Neyse, işe yaradı. Yüzüğüne bak Zend." Fun eliyle Zend'in yüzüğünü ovaladı.
Yüzük mor renkteydi!
"Şansına bak lan Zend." Yun konuştu.
"Ne şansım varmış ki? Alt tarafı renk değiştirdi, eminim bunu tüm yüzükler yapabilir." Zend konuştu.
Fun araya girdi. "Hayır yapamaz." Zend'in gözlerine baktı. "İyi dinle Zend, bu yüzükler büyülü nesnelerdir ve çoğu büyülü nesne büyülü yaratıkların kalplerinin içindeki bir bölümde bulunan, o yaratığın özünden yapılır. Yaratığın seviyesine göre yüzüğün kalitesi ve içindeki alan miktarı değişir, renk değiştirebilen yüzükler imparator seviye yaratıkların özlerinden yapılır ve piyasada mevcut olan en büyük alana sahiptir. Ayrıca daha bir sürü özelliği var. Bunun sana çıkmış olması büyük şans, Beyaz Taç'ta bile bunlardan birine sahip dört beş kişi ya vardır, ya yoktur."
Zend'in kalp atışları hızlandı, şansına ve ona yardım eden her kimse ona şükretti. "O kadar güzel mi bu yüzükler?"
"Zend, onu satarak beş tane dağı satın alabilirsin. Ama seni biraz tehlikeye de sokar, herkes seni öldürüp onu almayı isteyebilir. Hatta ben şu an istemedim değil yani." Yun konuştu.
"Korkma Zend. Beyaz Taç'ın üyesi olduğun için kimseden korkmana gerek yok. Sana zarar vermeye kalkışacak biri olursa bile, ben seni korurum." Fun Zend'e cesaret vermek istercesine konuştu.
Zend'in aklına daha önemli bir şey daha geldi. "Fun, eğer öğrenme hızım yüksekse nerden teknikleri öğrenebilirim? Ben de birkaç tane teknik öğrenmek istiyorum, savaşmayı öğrenmeliyim değil mi?"
"Haklısın, yüzüğünün avantajlarını daha sonra konuşalım. Zaten daha bu yaşlarda pek farkı olmayacak, gelecekte asıl önemini anlayacaksın. Yarın Saga'dan sonra bir de benim yanıma gel, birkaç teknik bulalım sana. Ne çeşit teknikler istiyorsun?"
"Nasıl yani? Ne çeşit derken?" Zend bu şeyleri ilk kez yapacağı için pek bilmiyordu.
Araya Kyuk girdi. "O yüzük hakkında konuşmalıyız bence, teknikler elbet hallolur. Bir imparator yüzüğü daha önemli, konuyu neden kapattınız ki öylece?" ama Zend ve Fun onu takmadılar.
Fun sabırlı bir şekilde cevap verdi. "Yani çeviklik, hız, kısıtlama ve işlevsel gibi şeyler."
Zend düşündü. "Güç var mı?"
Fun cevap verdi. "Olmaz mı?"
***
944
0 yorum :
Yorum Gönder