Tinnan Bölüm 1

26 Haziran 2016 Pazar

Tinnan Bölüm 1


Yazan: Tinnan'a Teşekkürler




Çölün kaynayan kumları üzerinde yavaşça yürüyen adam, kırmızı saçları ve kafasındaki örtüden sarkan saçları yakışıklı yüzüyle birleşiyordu.2 Aydır bu kumlar üzerinde bulunan bir imparatorluğu arıyordu, fakat imparatorluk uzun süre önce yıkıldığı için nereyi arayacağını ya da ne yapacağını bilmez bir halde çölde ayakları onu nereye götürürse gidiyordu.
Hergün mekansal yüzüğündeki stoğundan yemek ve su ihtiyacını karşılıyordu, mekansal yüzük Dong Dao klanının ona bahşettiği bir armağandı.4 Yaşında ilk tekniğini yazmıştı ve şu anda ilk tekniği kendi ülkesi içinde 6. seviye bir teknik olmuştu, fakat çoğu kişi bu tekniği anlamadan kapatıyordu.Dahice yazılmış bu teknik Dang Fao'nun bir anda ününün yükselmesine neden olmuştu.
Çöl üzerinde değişik köyler bulunsada Dang Fao bu köylerin hangi tarafta ya da nerede olduğunu bilmeden belirsizlik içerisinde yürüyordu.Şu anda bir teknik kullanırsa kendini belli eder ve bütün teknik kullanılıcılarını üzerine çekerdi.Bu yüzden Dang Fao imparatorluğu yürüyerek bulmak zorundaydı.
Uzunca bir süre yürüdükten sonra yürüdü ve görevi iptal etmeyi düşündü fakat evrimleşen bir simya tekniği için ustasından bilgi alması gerekliydi.
3-5 Günlük yürüme mesafesinden sonra uzaklarda bir köy göründü, Dang Fao koşarak köye doğru gitmeye başladı.Burada bazı ipucular bulabilirdi.
Köye vardığında onu karşılıyan 1-2 meraklı gözden başka birşey değildi.Etrafta kalabalıktan iz yok ve en küçük dükkan veya birşeyler satan yerler yoktu.Kerpiç evlerle dolu.Geçimini hayvancılııkla geçiren birsürü insan develerini otlatıyor, satıyordu.
Köyde işe yarar birşey bulmak için Dang Fao etrafı keşfetmeye koyuldu.Her kerpiç evi döndüğünde yine karşısına sadece "Umutsuzluk" çıkıyordu.
Köyden umudu kesip gölgelik bir ağacın altına oturdu ve meditasyon yapmaya başladı, etrafındaki kum, Ki nedeniyle sabit dursada atomları içinde hızlanıyordu.Ki damarları içerisinde yolculuk yapıyor ve dantianına sonrada bütün vücudundaki kas ve kemiklere dağılıyordu.Etrafında bir atmosfer oluşturmuş gibi sessiz ve sakin meditasyonunu gerçekleştirdi.
Günışırken Dang Fao ayağı kalkıp köyden uzaklaştı, görevi iptal edecekti.İmpratorluğun bir efsane olduğu belli olmuştu.Yine de efsane olduğu haberi ustasından birkaç parça bilgi koparmasına belki yetebilirdi.
Mavi Kanat tekniği ile havada süzülmeye başladı, gelişimcilerin onu fark etmesi umrunda değildi, zaten görevi başarısız olduğu için birşey saklamak zorunda değildi her gelişimciyle karşılaşma ve kaçma konusunda yeterli bir savaş deneyimi bulunuduruyordu.
Mavi Kanat tekniği ile hem uçuyor hemde etrafı tarıyordu, görevi aklında bitirsede bir bilgi için herşeyi göze alabilirdi.
Uzunca birsüre uçtuktan sonra yağmur ormanları göründü, fakat ortasında yağmur ormanları ve çölün kesiştiği noktada birşey parlıyordu.Dang Fao meraklanarak parlayan şeyin yanına gitti.Bu bir sopaydı, altın kaplamaları ve üzerindeki çin aslanı bulunduran bu sopanın bir ucu çöl ve toprağın içindeydi.
Dang Fao sopayı inceledikten sonra, belki bir düzemsel bir kilidi olmasından korktu.Bir ruhu çıkarmak ve uykusundan uyandırmak ölümle son bulabilirdi.Fakat korkunun ecele faydası yoktu.Dag Fao elini uzatarak sopaya dokundu.
Aniden etrafta ki atmosfer değişti hava karardı ve yağmur yağmaya başladı ve kükremeler ardı ardına atmosferi yarıyordu.Hava da yılan ejderler dönmeye başladı birbiri ardına değişik şekiller oluşturmaya başladılar.Dong Lao bu efsane yaratıkları ilk görüşüydü.Ejderhalar her döndüğünde hava parçalanıyor ve kulakları sağır eden bir ses duyuluyordu.Ejderhalar düzlemsel bir şekil oluşturduğunda hava düzeldi ve auralar ejderhaların etrafında çılgınca dönmeye başladı.
Ejderhaların üstündeki Ki fırtınalar oluşturuyordu.Fırtınalar durduğunda bir çocuk aşşagı doğru süzülmeye başladı çocuk aniden gözlerini açtı ve Dong Lao'nun önünde belirdi.Dang Lao korkudan ne yapacağını bilmeyerek oracıkta son nefesini verdi ve çocuğun içine doğru çekildi.
Çocuğun en sonunda gözleri kapandı ve yere yığıldı.Dong Lao'nun yüzüne tanrılar gülmüştü...fakat o bunun farkında değildi.Sopa ise olduğu yerde kayboldu ve hiçbir iz bırakmadı.

0 yorum :

Yorum Gönder