AN Bölüm: 7 - Düşe Kalka

19 Mayıs 2016 Perşembe

AN Bölüm: 7 - Düşe Kalka


Shimao Che elder daha söylediği andan itibaren kararını vermişti. Yeni bir beden... Yeni bir yaşam...

Hiç suçu olmadığı halde tacize uğramış, kavgalara sürüklenip dayak yemiş ve insanlar tarafından sırf dayak yediği için aşağılanmıştı. 

Tüm bunların sebebi ise “Kaynak damaları”ndan başkası değildi. Kendi öz annesini vefat ettikten sonra babası evlenmemişti belki evet, ama annesinin vasiyeti üzerine olan “Oğluma iyi bak” sözcüğünü çok yanlış anladığından hem fikirdi.

Klan liderliği görevi yüzünden pek sık görüşmezlerdi. Şifacılar ile konuşulduğunda babasına karşı hep “bir umut var efendim” derlerken. Babası yanlarından uzaklaştığında aşağılayan gözler ile bakarlardı.

Bir keresinde babası yanında iken bir şifacı “genç efendimiz yaşamayı bile hak etmemekte “ demişti. O sırada Shimao Che babasının bir şeyler söylemesini karşısında ki adamı öldürmesini istemiş ve doğruca suratına bakmıştı. Babasında görebildiği tek şeyin ise kabullenmiş bir surat ifadesinden başkası olmaması onun kalbinde bin sivri uçlu mızrağın saplanmasına sebep olmuştu.

Hızlıca kafasını salladı ve etrafına baktı. Muazzam büyüklükte ki salonun ortasında bulunan gökkuşağının yedi rengine sahip tahtın üstünde oturan elderden başkasının olmadığını fark etmişti. 

Elderin bir şahin kadar keskin gözleri uzaklara bakmakta idi. O kadar çok uzağa bakıyordu ki Shimao Che' nin gördüklerini görmesine imkan yok idi. 

Koca holde bacaklarının üstünde oturan Shimao Che kendi kendine mırıldanmasını sürdürüyordu. Tıpkı bir mantra gibi sürekli aynı şeyleri tekrar ediyordu. 

Yeni bir yaşam, yeni bir umut!  Angoria senin olacak! “ bitmek tükenmek bilmeyen bu döngüden oldukça haz alıyor ve zihninde yeni yaşamında ki olayları canlandırmaya çalışıyordu. 

Bir anda mantrasını kesti ve “ Yeni yaşamımda güzel bir kadın ile evlenebilir miyim ki? “ diye söylendi.

Evlilik Angoria da çok farklı bir olay döngüsü idi. Gücün hükmettiği bu dünya içerisinde güçsüz olup yakışıklı olmaya, güçlü olup çirkin olmak çok rahat bir şekilde tercih edilirdi. 

Sonuçta bu dünyada ki kadınlar sadece güçlü erkeklerin onlar ile takılmasına izin verirdi. 

En güçlüsü ben olacağım için, dağın eteğinde bulunan kardelen elbette ki ben Shimao Che'nin hakkı” diye mırıldandı. 

Şimdiden kendisini dünyanın hakimi olarak görmeye başlamıştı bile Shimao Che hatta öyle ki; Dört döngüdür aynı şekilde oturduğunu bile fark edememişti. 

Dört döngü sonrasında azizin gözleri nihayet bulunduğu yere bakmaya başlamıştı. Karşılaştığı birçok ölüm ve birçok doğum ile hem sevinmiş hem ise üzülmüştü. 

Üzülmesinin tek sebebi ise dünyaya gelen yeni sınavcılardı elbette ki...

Etrafına bir göz attı aziz. Koca salonda sadece bir pirinç tanesi büyüklüğünde bulunan ruh dışında hiç bir farklılığın bulunmadığını fark etti. 

Pirinç tanesinin yüzüne iyice baktı. Kendisinden geçmiş olduğunu anlayan aziz ise istemsiz gülümsedi. Dört döngüdür zihni buralarda değildi ancak bu çocuk halen huzurundan ayrılmamıştı. 

Konuşmalarına kulak misafiri olan aziz tekrar gülümsemişti. Çocuğun bir kelebek iken atı arzulaması çok komiğine gitmişti. 

Şimdi... Bu çocuğu uyandırma zamanı geldi sanırım. Diye düşündü aziz ve güçlü gür sesi ile birlikte konuştu. “ Şimdi küçük seçimini yap. Kendi bedeninde mi doğmak istersin yoksa... Yeni bir beden yeni bir hayat mı umut edersin? “ diye konuşmaya başladığı anda çocuğun sıçraması bir olmuştu.

Yeni bir beden, yeni bir hayat diler bu küçüğünüz elderim.” Dedi ve dogeza duruşuna geçmişti. 

Azizin direkt olarak göndermeye isteği yoktu. O kadar bekleyen kişi için bir kaç oyun oynatmak hiç de kötü bir fikir olmazdı değil mi? 

Aklına bir anda bir fikir geldi. Hızlıca uygulamaya koyuldu. “ Çocuk, yeni bir beden istersin ancak karşılığını ödemeden gidersin. Senin sorumluluk anlayışın bu mudur? Bu kadarcık sorumluluk duygusuyla sen bir ağustos böceğinden farksızsın “ diye konuştu.

Shimao Che söylenenler karşısında keyfinin ve moralinin düştüğünü hissetti. Yeni bir hayatı olacaktı evet ama karşılık bekleniyordu. “Bu küçük merak ediyor elderim. Benim gibi bir küçük size nasıl bir karşılık sunabilir ki? “ diye konuştu.

Aziz bir anda düşüncelere dalmıştı. Esasında ne isteyeceğini çoktan biliyordu. Sadece düşünüyormuş gibi dursun istemişti. Sırf bu şekilde durabilmek için başka birisinin zihnine zihnini uzatmış ve ele geçirmişti. Bir döngü boyunca kontrol etmiş ve düşünüyor pozisyonunda bulunan asıl bedenini hiç rahatsız etmemişti.

Bu sırada aziz elde ettiği geçici bedeni güçlendirmiş, güzel bir kadın ile evlilik yapmış ve çoktan yıldız ışıklarının altındaki sayısız gecelerinden birisini daha geçirmişti bile...

Zihni ile bedenine geri döndüğünde ise çocuğun halen ilk halinde ki gibi durduğunu görmüş ve biraz da olsa bu pirinç tanesine üzülmüştü. Koca bir kaşıktan ayrı düşmüş pirinç tanesine kim üzülmezdi ki...

Kalkabilirsin küçük” diye seslendi. 

Shimao Che hızlıca ayağa kalktı ve azize baktı. Daha bir mutlu olduğunu hissetmişti. Ancak yüzü sanki at kuyruğu ile dövüşmüş deri gibi idi. 
Elleri ile bir kaç şekil ve desen yapmaya başlayan aziz Shimao Che'ye doğru bakmaya başladı. “ Bu senin son testin küçük. “ dedi ani bir tebessüm yüzünde belirip yok oldu.

Elleri ile yaptığı motifler hızını arttırdı ve daha sert bir şekle bürünmeye başlamıştı.

Yaptığı her hareket ile birlikte havanın adeta azizin elleri tarafından yok edildiğine emindi Shimao Che. Her hareket ile birlikte saçlarının dalgalanışı ters yöne doğru oluşuyordu. 

İki Döngü sonra...

Ellerinde ki hareketleri takip le edemeyen Shimao Che ayakta halen beklemekte idi. Daha ne kadar süreceğini bilemediği için hareket edip de azizin sinirlenmesini hiç ama hiç istemiyordu. 

Ellerinin hareketleri  bir kez daha hızlanıp sertleştiğinde ellerinden büyük bir uğultu meydana gelmişti. Shimao Che korkmuş ve beklemesinin en iyi şey olduğuna karar vermişti. 

Altı Döngü sonra...

Ellerinde ki Rüzgar şiddetini o kadar çok arttırmıştı ki artık rüzgar elderin ellerinin yakınlarında ufak hortumlar oluşturmaya başlamıştı. Hortumların rengi grimsi idi. 

Elderin temposunu bir kez daha arttırdığını fark eden Shimao Che korkmuş ve biraz geriye çekilme ihtiyacı hissetmişti. Çünkü hareket hızını arttırdığı anda hortumlar kararmış ve simsiyah bir hal almıştı ve ortasında sarı güçlü bir ışığa sahip şimşekler dönmeye başlamıştı. 

Şimşeğin çıkardığı gürültü bitmek tükenmek bilmemişti ve Shimao Che ölü olmasaydı kulaklarının kesinlikle ama kesinlikle bu gürültüden sonra kullanılamayacağını biliyordu. 

12 Döngü sonra...

Shimao Che artık ne gitmek istiyor ne de ihtiyarın yakınlarına yaklaşmak istiyordu. Parmaklarında gökyüzüne ait şimşek dolaştıran elder sanki gökyüzünde ki şimşek ona aitmiş gibi hiç tepki vermeden devam ediyordu. En sonunda yüzünde bir tebessüm beliren elderin parmakları yavaşlamaya başlamıştı. Nihayetinde ise parmaklarından ine beyaz bir duman dışarıya doğru süzülüyordu.

Aziz sonunda istediğini tamamlayabilmişti. Elinin içerisinde kendisinin birebir kopyasını tutuyordu. 

Yeni bir beden yapabilmesi en azından 12 döngü süregelmişti ancak buna değeceğini anlamıştı.

Hızlıca elini beyaz zemine doğru götürdü ve Shimao Che'nin de görmesine olanak tanıdı. 

Avucunda bulunan minyatür bedenini diğer eli ile nazik bir şekilde beyaz zemine bırakan aziz, gözlerini çocuğa doğru kilitlemişti. 

Yeni bir vücut yeni bir hayat istiyorsun değil mi? O zaman bana yeni bir vücuda layık olduğunu kanıtla!” diye seslendi. 

Shimao Che karşısında bulunan ve tıpa tıp eldere benzeyen bedene bakarak konuştu “ Elderim bu küçük ne ile size yeni bir bedeni hak ettiğini kanıtlayabilir ki” dedi. 

Elderin ise dudakları hafifçe aralandı “ Tabii ki dövüşerek. Karşında görmüş olduğun minyatür bedenimi yenebilirsen sana yeni bir hayatının olacağını garanti ederim.” Dedi. 

Tam o esna da ise ; minyatür elder bir şimşek gibi harekete geçmiş ve Shimao Che'ye doğru bir elini yumruk yapmış bir şekilde gelmekteydi... 

0 yorum :

Yorum Gönder