DD-Bölüm: 61 - Ciğerlerin Bayramı

31 Mayıs 2016 Salı

DD-Bölüm: 61 - Ciğerlerin Bayramı


Yazan "Aydehan" (Yani ben) düzenleyen "Dunklesplatz" a teşekkür eder sizlere ise iyi okumalar dilerim :D











 Selam millet Mete karşınızda nasılsınız görüşmeyeli? Saolun bende iyiyim. Yazarımızın bu iki hafta içinde ki sınavları yüzünden en son kaldığımız yer bir çoğunuz tarafından unutulduğunu tahmin edebiliyorum. Haydi vakit kaybetmeden konumuza geri dönelim. 

                                              *** 

Karşımda bulunan sekiz kişi beni fark ettikleri anda hal ve davranışlarını değiştirmişti. Bende boş durmadım tabi sıktım yumruklarımı son gücüm ile. Hatta o kadar fazla sıkmışım ki parmaklarımın boğumları yer yer bembeyaz olmuş durumda. 

"Hayırmı kardeş sen ne diye buralarda takılıyon? Dün kurtardığın hatunun eteği altında gidip takılsan ya!" diye içlerinden birisi bağırdı. Bir diğer taraftan ise "şuna bak götü üç buçuk atmış lan bunun" diye bir başkasının sesi duyulmuştu. 

Yavaş, yavaş yanıma doğru yaklaştılar. Hareketlerinden ne yapacakları bariz belli etrafımı çevirmeye koyuluyorlar. İzin vermem uleyn bu işe!!  

Hızlıca bende bir kaç adım geriye doğru attım. “Korktu la şuna bak!! Nafta dün atar yapmayı biliyodun ne oldu la şimdi geri adım atıp duruyon? “ diye beni kışkırtmaya çalıştı. 

“Olduğum yeri fazla sevmedim. Kokusu cidden kötü. Ne kokuyordu orası... Hah hatırladım bok gibi <havayı koklar> bir saniye o koku senden geliyormuş lan!! “ diye bende kışkırtmamı yaptım. Bu sırada ise gelen görev penceresine göz ucu ile bakmaya çalışıyordum. Görev penceresinde el...

Ne!!! Elli bin deneyim puanımı!!! 

Bir saniye açıklamayı okumam gerek. 
[[ İt Dalaşı adlı görevi temin ettin. ]] 
[[ Rakiplerini sürekli kışkırtarak kendilerini düşünmeden sana saldırmalarını sağla. ]] 
[[ Görev gereksinimleri; 2 kişiyi öldür, 3 kişiyi ağır yarala ve diğer üç kişiden dayak ye (Tabi korkup kaçmazlar ise)]] 

[[ÖDÜL: 50.000 Tecrübe Puanı, 1 adet Tam Yenilenme Peksimeti ]] 

Oha arkadaş göreve verilen ödüllere bak. Saol lan  Lucifer iyi kıyak yaptın bu sefer. 

Hızlıca burnumu kapattım ve “ Gardaş sen deodorant niyetine koltuk altına bok falan mı sürüyon la, yoksa birilerinimi öldürüdün orada. Cidden bok gibi kokuyon!! “ dedim ve inandırıcılık katsın biraz diye suratımı büzdüm. 

“Ne diyon lan sen?  İbne!! Seni öyle bir sikerim ki feriştahın gelse tutamaz beni” diye böğürdü. Hızlıca önüme üstüme doğru yürürken ekip lideri görünümlü adam hızlıca elini kaldırmış ve göğsüne koymuştu bizim adamın. “ Sakin ol Mahmut bu küçük piçin lafları ile gaza gelme” dedi ve bakışlarını bana yönlendirdi. 

Bu sırada ben ise cebimden bir tane daha sigara çıkardım ve ağzıma götürdüm. Yakmadan evvel kontrol ettim ve evet Marlboro çıktı. Hızlıca ciğerlerime bir duman itekledim. Ciğerlerimin bu tanıdık aroma ile buluşup yaşasın diye haykırdığını duyabiliyordum. Neden bilinmez ama öyle iyi gelmişti ki mutluluktan göğsümde ufak bir titreşim bile oluştu. Ciğerimden dışarıya dumanı üflediğimde ise içimin rahatladığını ve enerji dolduğunu hissettim. 

“Eee... En son nerede kalmıştık alagavatlar. Hah hatırladım ben sizi öpecektim. Sizde uslu uslu benim haşmetlimin keyfine varacaktınız.” 

“Ne diyo la bu!? Kimsin lan sen? He kahvaltıda yürek mi yedin oğlum sen “ diye bir başkası aradan fırladı. 

Cidden bunların alayı anneleri tarafından doğrulmamış sıçılmış...

Elimi saçıma götürdüm ve parmaklarım ile taradım. Son derece yağlı ama olsun onlarınkine bu haliyle bile bin basar. Uzun uzun iki duman daha ciğerlerimin içine çektim. Bu sırada onlarda boş durmamış ve yine etrafıma yığılmışlardı.  

Sigaranın izmaritini yere doğru attım ve ayağım ile çiğnedim. Bakışlarımı büyük üstat Kadir İnanır gibi keskinleştirdim ve “Biraz daha durursanız çok pis dayak yiyeceksiniz” dedim. 

Dibime kadar gelmiş olan lider bu sözleri söylediğim anda bir tokat patlattı suratıma. Tokat bayağı şiddetli olsa gerek ki bir can götürdü ama olsun bırakın acımayı derim karıncalanmadı bile...

Daha tokat attığı elini düzeltememişken sağ yumruğumu hızlıca gerdim ve doğruca liderin karın boşluğuna doğru gömdüm. Yumruğum değdiği anda götü boklu liderin havaya uçması bir oldu. 

Ne yaptığımı anlayamayan diğer üyeler bir iki saniyeliğine afalladı. Bende bundan istifade ederek isminin Mahmut olduğunu bildiğim adamın suratına doğru yumruğumu gömdüm. Yumruğum burnuna değdiği anda burnundan kanın patlama yaratarak fışkırması bir oldu. Daha yumruğum suratı ile yeni yeni bir bütün haline gelmişti ki. Burun kemiği buna dayanamadı ve güçlü bir “krakk” sesi ile birlikte kırıldı. 

Mahmut acı içinde haykırırken bir başkası “yakalayın şu orospu çocuğunu” diye bağırdı. Sanki emri bekleyen köpekler gibi hepsi bir örnek bir şekilde ellerinde bulunan teçhizat ile bana doğru saldırışa geçtiler. 

Birisinin çivili sopası sırtıma doğru geldi ve sırtımda bulunan t-shirt ile birlikte derimi yardı. Diğerinin beysbol sopası suratıma doğru geldi. Darbe etkisi ile birlikte bende yere düştüm.

Anlaşılan takım oyunu yapmaya çalışıyorlar. İki kişiyi ağır olarak yaraladım  geriye kaldı bir ağır yaralamam kişi, iki de öldürmem gereken kişi kaldı. Asıl eğlenceyi sona saklıyorum ki avlar ürküpte  kaçmaya çalışmasın. 

Yerde iken bir iki tane daha tekme yedikten sonra bayılmış numarası yaptım. Bayıldığıma inanmalılar ki bende ayağa kalkıp hepsinin anasını belleyebileyim. 

“Öldü mü lan bu? “ 

“ Ne bileyim öldü lan herhalde” 

“ Bi gidin bakın itin bir sokumluk canımı varmış yani “ 
“ Engin abi başkan nefes almıyor abi!!!” 

“Hassiktir lan ordan nasıl nefes almıyor!!” 

“Vallahi bak abi nefesini dinelemeye çalıştım ama bir türlü duyamadım abi” 

“ Süslü Kemal ver lan şu aynanı!! “ 

Bir kaç elbise hışırtısının ardından “Al abi buyur, ne olur dikkat et çok severim o aynayı abi” 
“Başlattırma aynana da sana da!!” 

“Tamam abi “ 

Bu mallar bunu konuşurken benden iyice uzaklaşmışlardı. Bende fırsatın bu fırsat olduğunu düşünerek hızlıca ayağa kalktım. Midemden çıkardığım ölüm ile başkan dedikleri adamın, dibine çökmüş ayna ile kontrol eden herife doğru namludan bir el ateş ettim. 

Hemen yakınlarında olduğum için mermiyi yiyen Engin, başkanlarının üstüne bok çuvalı gibi düştü. 

Pür dikkat bana bakan adamlara karşı elimi kaldırdım ve “Selam millet nasıl gidiyor bakalım? “ diyerek salladım. 

Hepsinin ağzı bir karış açıldı. Bu sırada ise süslü olduğunu tahmin ettiğim adama doğru ilerledim ve bacağına bir el ateş ettim. Bağrışları kulağıma bir tını gibi geldi şerefsizim. Acı ile yere düşer iken suratına doğru savurmuş olduğum tekme ile birlikte sırt üstü yere yapıştı. 

Yere düşer iken ağzından fırlayan bir iki diş ile birlikte kan bu eğlenceye konfeti olarak süslenmişti. 

Bir başkasını hızlıca ensesinden yakaladım. Kendime doğru döndürdüm ve suratının tam ortasına kafamı koydum. Burnunda adeta kafamın onayı damgalanmış gibi kan fışkırmış ve kırılmıştı. Yere bıraktığımda acı ile birlikte ellerini suratına götürmüş çığlık atıyordu. 

Bu sırada ise bundan istifade ederek beline doğru topuğumun tüm gücü ile vurdum. Vurduğum anda güçlü bir başka kırılma sesi ortalığı doldurmuştu. 

“Eee... Başka kim geliyor şimdi? “ diye göğsümü kabartmış bir şekilde sordum. Her birinin yüzü kireç gibi olmuştu. Halk oyunları yeni öğretilen çocuklar gibi hepsi bir adım geriye doğru çekilmişlerdi. 

Bu sırada ise kulağıma bir başka ses takıldı. Uzaktan geliyordu ama emindim. Sesin sahibi ihtiyardan başkası değildi. 

Hassiktir basıldık!!! 



Yazar Notu:Şimdi biliyorum ki kiminiz kısa diyecek kiminiz ise gülüp geçecek :D ben ise ı hate pandanın pmg atmasını bekleyeceğim. Unutmayın bu bölüm final haftamda yazıldı :D neyse seviyorum sizleri kendinize iyi bakın :) 

0 yorum :

Yorum Gönder