DD-Bölüm 43- Şanssızlık

3 Mayıs 2016 Salı

DD-Bölüm 43- Şanssızlık




Selam millet Mete karşınızda özlemişsinizdir beni geldim geri...
Konuya girelim olmadı...

***
''Gözlerini kapa şimdi... Rahatla... ''

'' Tamam kapattım. ''

'' Şimdi olmak istediğin yeri hayal et ve anı yaşa... ''

*Tınn*
 Yani neden 1 dakika ulan?

Yani neden 1 dakika ulan?

Bunları düşünürken bile saniye akmaya devam ediyor.

Tabi ki bu arada bende hayal gücümün sınırlarını zorlamaya

Yazar abim izin vermedi tabiki bunları sizler ile paylaşmama...

Dedi ki; ''Bunları paylaşırsan seZZgi.com'un işlerine ket vurursun. Hayallerin sende kalsın ''

Sonrasında bende düşündüm tabi ki bu durumu...

Adam haklı beyler!!

Kel adamın ekmeğine taş koymayı istemeyiz...

***

**Döngünün bitmesine son 5 dakika...**
// yazar bey bu ara çabuk geçmedimi ? Ben bu 9 saat 56 dakikalık bölümde ne olduğunu öğrenmek istiyorum
Plaj çevresinde elime aldığım ''Sex on the Beach'' in yarısına gelmiştim. Çevremi adeta bir Şahin K. Edasıyla gözetliyor. Derinlerden gelen buz gibi y****ı yerleştirecek birisini arıyorum...

Gözümün önüne o sırada bir kız çarpıyor.

Mayosu ve saçları aynı renkte beyaz...

Nine olmasında...

Şezlongumdan kalkıyorum ve denizin sığ olduğu bölgede o hatunun yanına doğru ilerliyorum.

Teni adeta bembeyaz ışıl ışıl...

Saçlarının bir kısmı kazınmış durumda...

Kulakları hafifçe sivri sağ kulağının kıkırdağında 1 sol kulağının kıkırdağında ise 3 adet küpe takıyor...

Kalçalarını her sallayışında adeta evren de sallanıyor...

Tenine sıçrayan her su damlacığı adeta ışıklar saçıyor.

Kızın yanına iyice yaklaşıyor ve elimi omzuna doğru koyuyorum...

// bu fanteziler hep yazara ait gençler ben cigerini biliyorum onun metenin üstüne yıkıyo aklı sıra
Ürperiyor... Bir anda bana doğru yüzünü dönüyor ve tedirgin bir bakış atıyor bana...

Ulan burada bile kızları korkutuyorum... Şansıma tüküreyim iyimi!!

Salakça bir gülümseme gönderiyorum kıza...

Karşılığında ise utangaç bir gülümseme alıyorum...

Malca gülümsememi sevmiş gibi...

Bir anda sahne değişiyor ve kendimizi bir odanın içerisinde buluyoruz...

Üstünde beyaz bir elbise mevcut...

Sanırım beyazı çok seviyor...

Oda tamamen kırmızı ile kaplı...

Sandalyeler... Duvarlar... Fayanslar...

Yatak örtüsü...

Yer yer siyahlılarda mevcut tabi ki...

Mesela yastık kılıfları...

Ömrümde göremeyeceğim kadar kırmızının yanımda bulunduğunu hissetmiştim...

Önümde ise adeta saflığı andıran o kız...

Bembeyaz elbisesi ile sağ elini omzuma koydu ve sonrasında ise belime sarıldı...

Üstümde ise kırmızı bir smokin mevcut gömleğime kadar kırmızıyım.

İzin istedim...

Pantolonun fermuarını aşağıya indirdim ve iç çamaşırıma baktım.

Harbiden oda kırmızı lan...

Kız ise bana bakarak kıkırdamaya devam etti.

Utandığımı söyleyemem tabiki...

Yiğidin malı meydandadır hocam!!

Sahnede ufak bir kopukluk yaşandı tekrar..

Beyazlar içinde ki kızı kollarıma alıyordum...

Memelerinin göğsüme değişi...

Bir saniye...

Bu kızda sutyen yok...

Sutyen yok ulan!!

Oha!!!

// bak mete çok gereksiz ayrıtılarda boğuluyosun olm dertlerinden arın artık
Bunları düşünürken ise ateşimizin fazla çıktığını ve söndürebilmek için bir ıslaklığa ihtiyacımızın olduğunu fark ettik.

Ateşi söndürecek sıvı ise dudaklarımızdaydı...

Köprünün birleşmesi ile birlikte sanki iki vahşi ateş dalgası birbirine değdi...

Ben yılların intikamını o ise..

Yılların ihtiyacını...

Ateşler birbirine değdiğinde adeta iki farklı ateşin birbirini ilk görüşünü canlandırmıştı...

Bir birimizi tartmış, ölçmüş ve nasıl davranmamız gerektiğini anlamıştık.

Tabii ki millet kazanan benim ateşim oldu...

Yılların intikamı her zaman acıdır...

Sizde en son ortaokulda atıp sonrasında lise son sınıfa kadar Elizabeth kalırsanız sizde de acısı büyük olur...

Öpüşlerimizin hızı ve sertliği değişmiş adeta hırçınlaşmıştı...

...
Sonra bir anda uyandım ve karşımda tuğbayı gördüm
O anki rüyalarımın heyecanı ile pantolonumu sıyırmış ağızımın suyu akar bir vaziyette kendimi Tuğbanın karşısında buldum
O buzdan şekil almış gibi olan yüzü tamamen kızarmıştı ve utangaç bir şekilde ayaklarımın dibinde oturuyor gözlerimin içine bakıyordu
O anın heyecanıyla bir anda öne doğru atıldım ve dudaklarımız tam buluşacakken..
...
...
...
...
...
-[ya editör abi niye milleti trollüyorsun ki bak şimdi bana kızacaklar]
// gençler trollendiniz kurgu ... Noktadan itibaren bana aitti ;)
Dudaklarım dudaklarından ayrıldığında o nefes nefese ben ise sapık sapık kalmıştım
piyasada...

Gözlerim daha aşağıya en derin dipsizliklerin dibine kaymıştı...

Dünyanın merkezine...

Bakışlarımı tekrar yukarıya doğru çevirdiğimde karşımdakinin bakışlarınında değiştiğini fark ettim.

İhtiyaç adeta zorunluluğa dönüşmüştü...

Duvara doğru çektim kızı...

Elimin tekini omzunun hemen üstünde duvara doğru yasladım diğer elim ise üst tarafta ki meyve bahçesinden olgunlaşmış meyveleri kavramaktaydı...

*Tınn*
 Şansımın astarına sokayım ulan!!

Şansımın astarına sokayım ulan!!

Tam kızı tavladım tam!!!

Evrimin başlayacağı tuttu iyimi!!

Hayır mı desem acaba?

Hımm...

Saçma bir hayalin... (Ama o memeler harikaydı lan!!! ) yüzünden istediğim evrimden mi olayım!!..

Tamam evet e bastım!!
 Zaten bende şans olsa gökyüzünden kavun ,portakal, karpuz, çilek yağdığında

Zaten bende şans olsa gökyüzünden kavun ,portakal, karpuz, çilek yağdığında. Kafama ceviz düşmezdi...

Irkımı bile bilemiyorum iyimi...

0 yorum :

Yorum Gönder