Ar Bölüm:14

10 Mayıs 2016 Salı

Ar Bölüm:14


Bölüm 14 - İki Usta
Bir yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Güneş ve Ay sürekli gökyüzünde yerlerini değiştirdiler, kış, Zend'in doğum günüyle beraber tekrar geldi.
Zend, Hollis'le birlikte, yani ustasıyla birlikte boyuna seyehat ediyor, yeni yerler, yeni simalar görüyordu.
Hollis ona yapması gerekenleri söylüyor, Zend ise üstüne düşeni yapıyordu. Hemde fazlasıyla. Üç ay önce, Reangfar Şehri içindeyken, kral moduna sahip olduğunu ve onun ne olduğunu Hollis'ten öğrenmişti. Kendine hayran kalmıştı, ve geçen yıl Hollis'in onu neden bayıltana kadar dövdüğünü anlamıştı. Ama o ana dair hiçbir şey hatırlamıyordu. Tek hatırladığı Hollis'in yumruğundan kaçtığı, sonra da yara bere ve morluklarla beraber uyanmasıydı.
Zend hiç ara vermeden bir yıl boyunca çalışmaya devam etmişti. Uyumadığı her saat çalışıyordu. Hollis'in talimatları üzerine sürekli ağaçları yumrukluyor, ağacın gövdesi parçalanana kadar ona vuruyor, ellerini soğuk suda bekletiyor ve birçok antrenmanla birlikte, vücudunu geliştirmeye devam ediyordu. Ama Hollis hiç onu izlemiyor, tüm zamanını meyhanelerde geçiriyor, içki içiyor ve sürekli Zend'i başından savıyordu. Zend buna artık içerlemiyordu. Alışmıştı hocasına. Tek üzüldüğü şey, Hollis ona beşinci seviye savaşçı yaparım gibi şeyler demişti ve kendisi uğraşmıyordu bile.
Yarın doğum günü olduğu için Hollis Zend'i eski bir arkadaşıyla tanıştıracaktı. Çocuğun üzerine çok düşerse, Zend kendi başına savaşamayacak ve büyük ihtimalle çok güçlü olamazdı. Hollis şu ana kadar olan tek öğrencisinin büyük yerlere ulaşmasını istiyordu. Kral modunu açmaması için ona nasıl kapatacağını öğretmişti, anormal bir durumda sakin olacak ve savaşa girmeden uzaklaşacaktı. Zaten çoktan üçüncü seviye bir savaşçı olmuştu. Yaşıtlarının en iyileri bile hala birinci seviyede sürünüyorlardı. Eğer yaşıtlarıyla savaşa girerse onları kazara öldürebilirdi.
Hollis Zend'e devamlı hayran kalıyordu. Çocuk sürekli çalışıyor ve nadiren dinleniyordu. Yürümekten hiç şikayet etmiyor, dediklerini harfiyen yapıyor ve eğitimi dışında çok soru sormuyordu. Hollis Zend'in elementi konusunu kapattıktan sonra bir kez bile soru sormamıştı. Hollis çocuğun krallık tarafından keşfedilmesinden korkuyordu. Krallık onu fark ederse, anında içine çekerdi. Ama Tou sıkıntı oluşturmuyordu. Hollis Tou'nun Zend'i krallığa katılmaya zorlamayacağından emindi. "Mükemmel bir öğrenciye sahibim." diye düşündü. Bugün, arkadaşı olan Tou'yla konuşacaktı. Zend ile birlikte hu şehre gelme nedenlerinin en büyüğü buydu. Zend Tou ile buluşacağını bilmiyordu tabii.
"Zaman geldi." Hollis, Tou'yla buluşmak üzere yola çıktı.
***
Kraliyet Sarayı'nın sağ kanadındaki üçüncü geniş salon.
"Merhaba Tou. Uzun zamandır görüşmüyoruz." yaşlı ve ölmek üzere gibi görünen bir kadın, delici bakışları ve bir kartalınkini andıran gözleri ile geniş omuzlu adam kendine bakarken, onunla iletişime geçti. Kadın son derece yaşlıydı ve mimiklerini kullanırken, yüz hatları sürekli içine göçüyordu.
"Ne istiyorsun, seni çirkin yaşlı cadı." uzun boylu adam konuştu, ama sırtında hiç çıkarmadığı, en azından kendi boyu kadar uzun olan bir kılıç vardı. Adam kimseden korkmuyor gibiydi.
"Borçlu olduğun birine karşı böyle konuşmamalısın, Tou veledi. Dört yıl önceki olayı unuttun herhalde ehehe." Yaşlı kadın, duyan herkesi iğrendirecek şekilde konuştu.
Tou gücünü belli ederek konuştu. "Ben hiçbir şeyi unutmam. Hiçbir şeyi. Ne isteyeceksen iste ve ben on dört numarayı başka bir arkadaşım için almadan defol."
"Ooh, her zamanki gibi korkutucusun Tou. Neyse, buraya gelme sebebim gerçekten bir istek. Seni daha önce kurtarmıştım. Borcunu kapatmak için bu çocuğun beş yıllık ustası olmanı istiyorum. Biliyorsun, reddetme şansın yok, hehehe. Gel içeri Yua." Yaşlı kadın konuştuktan sonra, kızıl saçlı güzel bir kız içeri girdi.
Tou'nun kalbi hızlanmaya başladı. "Olmaz!" dedi sertçe. "Eğitme sözü verdiğim başka biri var. Bu, eski bir numaranın mirası. Bu çocuğa en fazla iki yıl ustalık yapabilirim." ustalık yapması yeterince saçmaydı, hemde ustası olması gereken çocuk üç yıl sonra Zend'le savaşacak olan çocuktu. Onu eğiterek Zend'e ihanet etmiş olurdu.
"Hayır. Beş yıl boyu onu eğiteceksin. Başka yolu yok." Yaşlı kadın tekrar konuştu.
Tou kendine lanet etti. Dişlerini sıktı ve, "Özür dilerim, Zend." dedi.
"Zend mi? Eski bir numaranın mirası olan çocuk mu? Peki bakalım, eğer bir numaranın mirasıysa, zaten sana ihtiyacı yoktur. Kendini suçlama." yaşlı kadın Tou'ya moral vermek istedi, ama bu Tou'nun daha çok sinirlenmesine neden oldu.
Tou yavaşça kılıcını eline aldı ve, "Beş saniye içinde buradan gidiyorsun. Çocuk, sen kal." dedi.
***
Geniş omuzlu bir adam, sırtındaki büyük bir kılıçla şehirde yürüyor.
Tou, kimse onu tanımasın diye yüzünü bir kapşonun içine gizlemiş, ağır kılıcına bir kılıf bulmuştu. Şu an sıradan bir insan gibiydi. Eski arkadaşı Hollis onu buluşmaya davet etmişti. Gidip onunla hasret gidermek istiyordu.
"Ah, demek gerçekten geldin, kardeşim." Hollis, çok sevdiği ama uzun zamandır görüşemediği dostu olan, Tou'ya seslendi.
Tou biraz etrafı süzdü, etrafta kimse olmadığına kadar verince kapşonunu açtı ve, "Tekrar görüştüğümüze sevindim, eski dostum." dedi
"Beni neden çağırdın merak ediyorum, normalde birileriyle buluşmak senin huyun değildir." Tou önce sebebi öğrenmek istedi.
"Önce konuyu öğrenmek istiyorsan, Zend'i gerçekten eğitecek misin diye sormak istedim, bir yıldır benim öğrencim kendisi." Hollis direk konuya girdi.
Tou'nun kalbi önce çalkalandı, sonra Zend'in düzgün bir öğretmen bulduğunu düşünüp rahatladı.
"Evet eğitecektim, ama önüme birkaç sorun çıktı ve şimdi başka bir öğrenci almak zorunda kaldım. On dört numaraya borcum vardı, ve beş yıllığına bir veledi eğitmemi istedi." Tou üzüntülü bir şekilde konuştu.
"Normalde eğitecektin, öyle mi? Peki Zend'in bundan haberi var mı?" Hollis biraz sinirlendi. Tou önce Zend'e ustan olacağım deyip, sonra döneklik yapmıştı. Bu kabul edilemezdi.
"Evet, normalde eğitecektim. Hayır, henüz Zend'in haberi yok. Ama yemin ederim onu kollayacağım. Zend bu şehirde mi?"
"Hayır. Burada değil." Hollis cevap verdi.

0 yorum :

Yorum Gönder