Y.E-Bölüm 12- Bitki Avı (1)

9 Mayıs 2016 Pazartesi

Y.E-Bölüm 12- Bitki Avı (1)


Kian düşünceli bir şekilde başını salladı. Her ne kadar gizlemeye çalışsa da duyduğu şaşkınlık gözlerinden okunuyordu. ''Doğal düşmanlarımız.'' dedi elini çenesine koyarken. Klişe bir hareket olsa da Kian bunu yaptığının farkına varmamıştı. ''Simya kullanıcıları için karşılaşmayı hiç istemeyecekleri rakipler. Bitki özlerine karşı güçlü bedenleri var.''
''Efendi Kian, gayet bilgili.'' diye onu övdü Odilie. Çocuğunu öven annelere benzeyen bir ifade takınmıştı. Eğer Kian annesini hatırlayabilseydi onu azarlayabilirdi ama şu an bu genç kız basitçe efendisinin gözüne girmeye çalışan köle gibi görünmüştü ona.
''Yani sen bir Wolfar mısın?''
Odilie onaylar biçimde başını salladı. ''Evet efendim.''
''Bana efendi dememeni istiyorum, bu çok dikkat çekici.'' dedi Kian. Bunalmış bir şekilde kafasını salladı, bu sırada ağzından ince bir, 'Puf' sesi çıktı.
Bir anda ikinci seviye bir savaşçı olmuştu ama daha zevkini tam tadamadan bir hizmetçi sahibi olmuştu, ama neden? ''Neden iksiri içtiğinde o tür bir tepki verdin?''
''Efendi Kian'ın sınavı geçmesi gerekiyordu. Ayrıca onlar insan olduğumu düşünüyordu, kendimi açık etmek istemedim. Ama artık emrinizde bir hizmetçi olduğum için istediğiniz gibi kimliğimi açığa vurabilirsiniz.''
''Gerek yok. Nasıl rahat hissediyorsan öyle davran. Bir de daha tanışmamıştık bile, neden beni efendin olarak seçtin?''
''İç güdü.'' dedi Odilie basitçe.
''İç güdü mü, bu kadar basit mi?''
''Evet.''
Kian ne diyeceğini bilemedi. Hiç bir sebep yok muydu yani? Bu hikayede bir boşluk oluşuyordu kafasında. Böyle güzel bir hizmetçi, bir anda aklında ahlaksızca düşünceler belirdi. Ne düşündüğünün farkına vardığında utançla kafasını iki yana hızla salladı. Yakında on dört yaşına girecek olsa bile sonuçta hala ergenliğinde bir çocuktu Kian.
''Benden bir istediğiniz var mı?'' dedi Odilie, efendim dememeye özen göstermişti.
Kian bir süre düşündükten sonra aklına hiçbir şey gelmedi. ''Yok.''
Odilie tam oradan ayrılmak için arkasını dönmüştü ki aniden geri döndü. ''Bu arada efendim, ayrı binaya geçene kadar sizin yanınızda kalamam. O zamana kadar beni çağırmak için zihninizde seslenebilirsiniz. Benim, Odilie'nin anında yanınıza koşacağına emin olabilirsiniz. ''
''Anladım.'' dedi Kian sakince. Ayrı binaya geçmek, şu anki seviyesinde imkansız bir şeydi. Okuldaki eğitimcilerin ve süper dahilerin buna sahip olma hakları vardı. Kian, onların gözünde sadece basit bir simya öğrencisiydi. İkinci seviye bir savaşçı olduğunu bilseler belki bir nebze önemi olabilirdi. Ordudaki askerlerin çoğu ikinci seviyeydi ama okuldaki savaşçılar arasında iki dahi vardı. İsimlerini bilmiyordu Kian ama Berengar ve Drest konuşurken duymuştu, bu beşinci seviye savaşçı dahilerin gücünü.
Odilie'nin yanından ayrıldığını hissetti önce Kian. Sonra zihninde bir harita belirdi. Odilie'nin tam olarak nerede olduğu işaretlenmişti. Bu istediği zaman onu bulabileceği anlamına mı geliyordu? ''İlginç.''
Odilie'nin iyice uzaklaştığına emin olunca eline baktı Kian. İçinde garip bir büyü yapma istediği belirmişti ama farklı bir yerinde korku vardı. Elini çürümüş bir şekilde görmek... Kolayca kaldırılabilecek bir şey değildi onun için.

''Bugünlük bu kadar yeter sanırım.'' dedi Kian.
Ağır adımlarla ormandan çıkıp yurt odasına doğru yürüdü. Yolda birkaç savaşçı öğrencinin ona bakışlarına aldırış etmiyordu. Onların gözünde Kian gibi simyacılar çöpten başka bir şey değildi. Ona yöneltilmiş alay dolu bakışlara aldırış etmemeyi öğreneli çok olmuştu. Alvez'e teşekkür etmesi gereken tek konu buydu belki de.
Yurt odasına geldiğinde Drest ve Berengar bir şey hakkında tartışıyordu. Kian'ı görünce bir an endişeyle sustular. Kian yorgun hissediyordu kendini. Onların ne konuştuğuna aldırış etmeden yatağına atladı. Uyuması çok uzun sürmemişti.
***
Kian, garnizon okuluna başlayalı altı ay geçmişti bile. Bu süre içerisinde Drest ve Berengar ile aralarında sıradan, basit bir ilişki oluşmuştu. Artık selamlaşıyorlardı ve Berengar nadir de olsa onu zorla konuşmalarına dahil ediyordu. Birkaç kere katılmamak için kısa ve net cevaplar verse de artık istemsizce kendini konuşmanın ortasında buluyordu.
Garnizon da eğitim iki dönem halinde devam ediyordu. İlk dönem altı ay uzunluğundaydı ve sonunda iki haftalık bir ara oluyordu. İkinci dönem 4,5 ay sürüyordu ve sonunda bir aylık uzun bir tatil vardı.
Kian ilk dönemde on bir iksir formülü almıştı Wayna'dan. İsterse daha fazla iksir formülü alabilecek kadar hızlı çözüyordu verilen tarifleri ama kalan vaktini ruh gücü ve büyü esansı toplamaya ayırıyordu.
''Sonunda!'' dedi Kian. İçinden sevinç çığlığı attı.
''Tebrikler efendim.'' dedi Odilie.
Son altı aydır Kian meditasyon yaparken yanında bekliyordu. O meditasyonunu bitirip yorgun düştüğünde masaj yapıyor, ona yemek hazırlıyordu. Kian ilk başlarda buna karşı gelse de artık alışmıştı.
''Teşekkür ederim. Sonunda bir savaşçı üçüncü seviyedeyim ama bundan sonrası gerçekten zor olacak.''
''Ruh yöneliminizi nasıl test edeceksiniz?''
''Ruh yönelimi...'' Kian bir an duraksadı. Daha önce bunu düşünmemişti. Savaşçı olan insanlar için iki yol vardı. Yeryüzü ve gökyüzü. ''Dördüncü seviyeye geçmeden önce ruh salınımı olmadığı için ruh gücümü gizleyebiliyorum ama kişisel kaynaklarım yetersiz. Ruh yönelim testi için gerekli malzemeleri bir anda alırsam dikkat çekici olur.''
''Sizin için alabilirim.'' dedi Odilie aniden.
''Evet bu bir çözüm ama yine de senin, benim hizmetçim olduğunu bilenler var. Riskli.'' Kian gayet düşünceli gözüküyordu. ''Aslında bir yol var.''
''Bir yol?''
Kian elini çenesine koydu. Gözleri ormanı taradı. ''Burada zor ama yarın dönemin son günü yani iki haftalık bir tatil dönemim var. Eğer bu dönemde malzemeleri bulabileceğim yer bulabilirsem sorunu çözebilirim.''
''Nasıl yani?''
Kian bir an için Odilie'ye baktı. Kız gerçekten gördüğü en güzel iki insandan biriydi ama Wolfarların genel özellikleri almıştı neticede. Wolfar ırkı görünüşte tıpkı insanlar gibiydi ama doğal fiziksel yetenekleriyle insanları geride bırakıyorlardı. Lakin zeka yönünden insanlardan çok düşük sevideydiler. Odilie bir kız olarak Wolfar erkeklerinin sahip olduğu fiziksel güce sahip değildi ama yine de çok saftı.
''Yarın ayrılmamız gerekiyor Odilie.'' dedi Kian.
''Neden efendim? Dönem sonunda benim de iki haftalık izin sürem olacak.''
''Gideceğim yere gelmemen senin için daha iyi. Çünkü kısa bir bitki avına çıkmam gerek.''

0 yorum :

Yorum Gönder