DD Bölüm: 59- Seçim (2)

19 Mayıs 2016 Perşembe

DD Bölüm: 59- Seçim (2)


Selam millet Mete karşınızda!! Sabah sabah bu bölümü yazmaya çalışan koca yürekli yazara da buradan kocaman bir alkış ‘‘Şak!, Şak!, Şak!’’

​​​​​​***

Evden çıktığım anda bakışlarım ile evin nerede olduğunu taradım. Bakışlarım öyle kasvetli ve keskin idi ki Kadir İnanır bile benim ile boy ölçüşemezdi. Evin nerede olduğunu hatırladığımda ise gücümün  ve çevikliğimin yettiği en son pozisyonda koşmaya başladım.

Arkamdan ihtiyarın ‘’Serseri, geldiği andan itibaren sorun olmaya başladı şerefsiz! ‘’ diye bağırışları duyulabiliyordum. Yolda koşarken canım bir yandan da sıkkındı. Acaba kız ölmüşmüdür diye düşünmeden edemedim.  Kafamı hızlıca salladım ve bacaklarımda ki gücü arttırdım. Bu tempoda koşar iken bir insan görmüş olsa kesinlikle beni olimpiyat koşucusu zannederdi.

Şaka yapmıyorum ha!!

Mevcut çevikliğim ile normal bir insanı geçememem içten bile değil. Olimpiyatlara mı katılsam acaba? Ancak… Bir konuda zayıfım.

İnsanlara göre her ne kadar hızlı olsamda. Halen canavarlara karşı yavaş kalıyorum. O kurt adamı engelleyemediğimden beri esasında bunu düşünüp duruyorum. Hatırladığım kadarı ile mevcut seviyem 15. Eğer mevcut puanlarımı toplamış olsam sadece 60 puanım olduğunu söyleyebilirim. Ancak evrim adlı muhabbet sayesinde sadece 15 seviyede en az 150 puana sahibim. Kişisel olarak bakacak olursak bu iyi bir şey ama…

Ya diğer inşalarda buna sahipse ve benden seviye olarak da üstünse? İşte bu biraz kafa karıştırıcı olurdu. Şuan güncel dört adet durum puanım mevcut şimdilik kullanmaya gerek yok beklesin bakalım…

Sanırım pasif yetenek sakinlik oldukça işe yarıyor bu durumda. Öyle ki kızın yanına gidiyorum ama pek bir heyecan bile hissetmiyorum. Sanki yüzyıllardan beridir bunu yapıyormuşum gibi…

Koşarken düşünmenin tek bir kötü tarafı var oda şu; Yolda ne çıkacağını tam olarak kestiremiyorsunuz. Maalesef bunu halledebileceğim bir mini harita özelliğim bulunmamakta!!

Bir kez düşüp tekrar ayağa kalktım. Biraz daha koştuğumda ise tecavüze uğrayan kızın evinin önünde idim. İnsanların sesi hemen yakınlardan geliyordu. Eminim ki şuan o kızı kurtardığımda yine bana laf yapacaklar…

Her neyse hiç umurumda değil kapıya bir tekme attım ve kapıyı doğruca menteşelerinden ayırdım. Çok zevkli lan bu eve ‘Cüneyt Arkın’ gibi girmek.
Doğruca odaya doğru yöneldim. Zaten kaç oda var ki. Solda ki odaya direkt olarak girdim. Zaman durmuş iken girilen oda manzarasını hatırladınız mı? Piç herif benim hayalini kurduğum şeyi yapıyordu. Hah o artık yok…

Çünkü anasını ağlatmışım lan odanın!!

Şimdi bir düşünelim. Ne oldu veyahut olmuş, bir önceki sefer odaya girdiğimde zaman donmuş ve herifimiz kızı domaltmış bir şekilde…
Neyse bunun yerine şimdi karşılaştığım manzara ise şundan ibaret. Kan gölü…

Yerde uzanmış bulunan kafasız iki adet ceset bulunuyor. Cesedin sahiplerinden birisi yumruk attığım adam iken bir diğeri diğer odada iç çamaşırını çıkaran ablamız. Nasıl öldü hiçbir şey anlamamış olsam  da ölmüş işte…
Kızın yanına doğru yürüdüm. Yanına yaklaştıkça ufak fısıltıları kulağıma doğru gelmeye başladı. ‘’Kafası yoktu… kafası olmadan… o… onu öldürdü. Öyle güçlüydü ki… ‘’ diye birkaç mırıltının ardından fazla önemsemedim.
Biraz etrafıma bakındım. Ortalık kan gölüne dönmüş bir vaziyette zaten. Yatak ve çarşaf da mahvolmuş… gerçi zaten öncesinde mahvolmuştu ama… neyse.
‘’Sen iyi misin? ‘’ diye sordum.
Kız bana doğru hafifçe baktı. Göz bebekleri genişledi ve omzunda ufak bir titreme gerçekleşti. Dikkatlice kılığıma ve kıyafetime baktı. Sonrasında ise omuz silkmek ile yetindi kahpe!
Tamam işte bu hareketine sinirlendim.
‘’Niye konuşmuyon lan! Daha demin mırıldanıp duruyordun işte. Korkma s**meyiz.’’ Dedim. Tamam yaparım da zorlan değil yani o kadar da hayvan değilim.
Tekrar sordum ‘’İyi misin? ‘’ diye.
Söylediklerimden sonra herhalde birazcık kendisine geldi. Yazık la kıza… Öncesinde zaten tecavüze uğruyorsun, sonrasında ise yanında iki kişi ölüyor…
‘’ Yürüyebilir misin? ‘’ diye sordum.
Hızlıca kafa salladı. Sanırım olayları akışına bıraktı. Elimi uzattım ve kızın elime dokunmasına izin verdim. Kollarımdan aldığım güç ile hızlıca ayağa kaldırdım.  Kız kaldırdığım anda bir anlık bana baktı. Tabii bende bakardım da bakmıyorum. İlk izlenim önemli bir şey şimdi gidip bakarsam zihninde ki profilim T. Coşkundan farksız olur.
Bir adım ileriye doğru attı. Attığı anda bacaklarının titrediğini fark ettim. Aha da ha düştü ha düşecek…
Dediğim anda hızlıca kızın beline elimi koydum. Kızda zaten tam bu sırada düşmek üzere idi. Yüzümü kızın yüzüne doğru yaklaştırdım ve ‘’İyi olduğuna emin misin? ‘’ diye benden çıkmasının normalde imkanı olmayan egzotik kelimeler kullandım.

Hızlıca kafasını salladı ve ‘’Bacaklarım, bir iki dakika öncesine kadar bağlıydı… Şeyden ötürü…. ‘’ dedi ve sustu.
Biliyoruz anasını satayım. Tecavüze uğruyordun işte!!
Centilmen Erkek moduna tekrar girdim ve ‘’Tamam, tamam anlatmana gerek yok’’ dedim ve içten bir gülümseme kullandım. Yani… işte içten olmasa da içten.
Tek kelime dahi etmedi. Etmesine de gerek yok açıkçası…
Etraftan yerli halkın sesleri duyulmaya başladı. Sanırım ayrılma vakti geldi. Hızlıca yatağın üstünde ki kanlı çarşafı aldım. Kan ile halen ıslak olsa da iş görürdü. Kızın yüzüne doğru fırlattım ‘’Şuna iyice sarıl’’ diye talimat verdim.
O sırada bende birkaç lafa kulak misafiri oldum.

‘’ Ne oldu burada Mahmut? ‘’
‘’ Ne bileyim anasını satayım her yer aynı bokluk içinde bütün karılar bir olmuş sanki amuğa koyim. ‘’
‘’ Ahaha… Duydun mu? Demin bizim ihtiyarın evinin yakınında bir kadın yaralanmış. Söylenene göre kadını yaralayan bir çocukmuş…’’
‘’Hassiktir lan! Hangisiymiş peki? ‘’
‘’ Latin güzelimiz var ya dur neydi adı… hah Rukiye! ‘’
‘’ Vay puşt!! O karıya bir şey olmamıştır umarım!! Daha tadına bile bakamadık ulan onun!! Öylece geçip gitmesine izin veremem’’

Am yoluna yaptıklarına bir bak. Hızlıca kıza döndüm ve bakındım. Çarşafı bir havlu gibi koltuk altlarından geçirmişti. Islak kanlı kumaş teninin değdiği yerde hafif kırmızılıkta bir iz bırakıyordu.

‘’Oha lan kapıyı kırmışlar!! ‘’ diye ses duydum. Kızı kucağıma aldığım gibi pencereye yöneldim. Allahtan  evde iki tane pencere var da giriş yapabiliyoruz. Pencereyi hızlıca açtım ve kucağımda ki kız ile birlikte aşağıya indim.
Kız ‘’ Hey ne yapıyorsun? ‘’ dese de birkaç küfür ve homurtu ile susturmayı başardım. Şimdi.. Ne yapsam ki ben artık?
Seçenekler neler? Bir düşünelim…
1- Ya bu diyarı terk edip yanımdaki ile birlikte avare moduna gireceğim. Ki istemem bunu açıkçası
2- Veyahut hatunu alıp ‘’Senin başınızda bir erkek olmalı erkek!! ‘’ diyerek buraya yerleşip uzun dönem burada bulunacağım.
Bunları düşünüp dururken beynimi daha fazla zorlayamayacağımı fark ettim. Şimdilik en iyisi bu konuları sallayalım.  

Hedefleri de az çok kafamda oluşturdum ve ilk hedefimin kendime burada bir ev yapmak olduğuna kanaat getirdim…

YN: Her ne kadar zorlasam da yine 1.500 kelimeye ulaşamadım. İdare edin artık. Az kaldı eğer tahmin ettiğim şekilde yazmaya devam edersem 7 bölüm sonrasında aksiyonlar başlayacak ama daha da uzun olabilir o yüzden güvenmeyin bana :D

Haydin görüşürüz :D

0 yorum :

Yorum Gönder