DD-Bölüm 37- Çocuk!!

3 Mayıs 2016 Salı

DD-Bölüm 37- Çocuk!!




//Yn: Editörüm olan Fatih yani namı değer ''Dunklesplatz''ın vize haftası başladığı için bu bölümü editleyememiştir. Önümüzde ki cumadan itibaren benimde vize haftam başlayacağı için bölümler bir sonraki haftaya gelmeyecektir. Birde en son bir şey yazdım benim kendime özel notum. Onuda okumak isterseniz diye söylüyorum bölüm sonunda :D
Güzel kıvrımlı saçları her adımı ile bir aşağı bir yukarı sallanıyordu...
Ortalıkta gezinip açlığını doyurması için gereken besini arıyordu...
'' Lucifer senin yüzünden artık daha zor yemek bulmak!! Lanet olsun sana.. '' diye sitemini yeni tanrıya belirtmişti...
Kendisine ait yeni bir bölge oluşturmuştu. Şimdilik az bir verimi olsa da yeni bölgesinde çoğu kişi tarafından tanınır hale gelmişti...
İnsanlar kimliğini halen bilmiyordu...
Bazen hasta bir kadın kılığına giriyordu. Bazen canı sıkıldığı için lise öğrencisi oluyordu. Bazen ise üniversiteli genç bir kız...
Kimse onun ile 1 yıldan fazla süre yaşayıp hayatta kalma şansına nail olamamıştı...
Birisi dışında...
O kişiyi ilk gördüğünde bir lise'nin kızlar yurdunda kaybettiği kılıcını geri almak için dolaşıyordu... ve o kişi daha ilk gördüğü anda kafası bile olmayan bir zombi idi...
Yanında bir hafta durdu.
Gün geçtikçe daha fazla iyiye gidiyordu...
Hatta son birkaç günde normalde olduğundan daha fazla iyileşme göstermişti...
İlk kez bu denli kuvvetli bir yaşam arzusu hissetmişti...
Ayrıca ilk kez kendisini var olduğu ırktan başka bir ırka evrim geçirten kişiyi de ancak o zaman görebilmişti...
Çocuğun tam halini gördüğünde ise kendisinin ona doğru çekildiğini hissetmişti...
Bunca zaman atmamış kalbi resmen atmaya başlamıştı.
Kaç yıl geçmişti ki kalbinin son kez atmasından bu yana?
1000 miydi, 1500 müydü?...
Yılların nasıl geçtiğini kendisi bile anlayamıyordu...
Sanki birkaç saniyeden ibareti...
Çocuk uyandığı anda ortalıktan kaçmıştı. İyi ki son anda üstünü örtebilmişti...
Üstünü örtebileceği bir şey olmasaydı sanırım kıskançlıktan delirirdi...
Aslında kılıcını da bulmuştu ama...
Almadı.
Kılıç çoktan yeni sahibini seçmişti bile...
Ne lanet bir kılıç ama...
Çok sürmedi okul içerisinde yine dolaşırken bir gürültü duymuştu.
Kendisini oraya doğru yönlendirdi...
Gördüğü o çocuktu yine...
Elinde kendisine ait bir kılıç taşıyordu. Giydirmiş olduğu bir çarşaf parçasının yarısı yoktu ve alt yarısı tamamen görülebiliyordu.
Utandığını hissetmişti...
Kendisinin binlerce yıldır gülümsemeyen utanmayan suratı alev almıştı adeta...
Neden diye kendisine sordu...
Cevabını bulamamıştı...
Çocuk elinde ki kılıcı savurduğu gibi renginin aşırı tatlı olduğu bir şok dalgası göndermişti...
Karşısında ki rakip ise o dalgadan etkilendiği anda ortalık kan gölüne dönmüştü...
Bir kez daha etkilendiğini hissetmişti...
Tereddütsüz öldürebilmek için kaç yılını feda etmişti?
100-200..?
Sefalet ile dolu yıllar...
Lakin bu çocuk daha neler olduğunu bile bilmeden sorgusuz sualsiz öldürebiliyordu...
Hiç acımıyordu...
Üstelik öldürme tarzı adeta bir sanata eşitti...
Sahi o ses dalgası nasıl oluşmuştu ki?
Kılıcı bu denli rahat ve harika kendisi bile kullanamamıştı...
İki kişiyi katlettikten sonra aşağıya inecekken bir anda durmuştu...
Suratı ona doğru dönmüştü.
Gözlerinden ateş saçıyordu...
Gözlerinden saçtığı ateşler ise onun kalbine mutluluk olarak geri dönüyordu... Kalbinde ki atışların daha fazla olmasına engel olamıyordu...
Çocuk üçüncü bir kişinin varlığını hissetmişti...
Tereddüt etmeden o harika şok dalgasından bir kez daha fırlattı...
Ne muazzam bir güç diye düşündü...
Acaba çocuk tıpkı kendisi gibi olmuş olsaydı ne olurdu?
Düşünemiyordu bile...
O bunları düşünemezken çocuk ölmüş bir başka insanın yanına gitmişti...
İğrenme duygusu olmadan direk olarak yutmuştu önünde ki insanı...
Ne muazzam bir iştah...
Şuan olduğu şey olmuş olsa çocuk emindi ki ülkenin tüm ordusu gelmiş olsa onu doyuramazdı...
Korkutucu bir potansiyeli vardı...
Onun bunu yapabilmesi nasıl mümkündü ki?
Kafasını salladı şimdilik önemli değildi...
Çocuk o şok dalgası ile patlatmış olduğu duvardan aşağıya atlamıştı...
Yeni kıyafetlerin onda harika bir görüntü oluşturduğu ise aklına kazınmıştı...
Acaba onun içinde nasıl bir görüntüsü olurdu ki?
Kafasını aşağıya doğru eğdi... Düşünürken bile utanmıştı...
Dışarıdan gelen patlamaların sesi ile irkildi ve kendisine geldi...
Merak ile kendisini dışarıya bıraktı...
Gördüğü manzara ile ağzının şaşkınlık ile açılmasına engel olamadı...
Karşısında nereden baksan 150 kişi vardı...
Lakin adeta bir ölüm meleği gibi onca kişinin içinde dans ediyordu...
Elinde kendi kılıcı ve birde tabancası vardı...
Tabancasından kurşunlar hedeflerini hemen buluyor ve öldürüyordu...
İnsanlar sanki orada kasabın onları gelmesini bekleyen bir koyundu...
Her öldürüş ile kendisinin ona daha fazla yakınlaştığını onu göremeden yapamayacağını anlamıştı...
Sonunda bulmuştu kendisine olan şeyin cevabını...
Aşıktı.
Yüz yıllar boyu insanlardan görmüş olduğu aşkın aynısıydı...
Gülümsemeden edemedi. Demek aşk böyle bir şeydi...
O bunları düşünürken aşık olduğu çocuğun karşısına bir insan çıkmıştı...
Güçlüydü hem de fazlası ile!!
Hatta çocuk bile kimi zaman dayanamıyordu...
İçinde bir üzüntünün yerleştiğini fark etmişti...
Aşık olduğunu fark etmesini 2 bin yıldır yüzünde oluşmayan duyguları sadece görünerek yıkabilen çocuğun öleceğini anlamıştı...
Lakin düşündüğü şey olmamıştı...
Çocuk o insandan uzaklaşıp etrafta kalan son 4 insanın peşine takıldı...
Meraklıydı...
Ne olmuştu daha demin!!
Diğer inşaları katletti bir anda daha dinç hale gelmişti...
Önünde ki insana sesleniyordu...
Önünde ki insanı kızdırıyordu..
İnsan sinirinden hata yaptı ve kalkanını bir köşeye fırlattı...
Çocuk ise bunu bekliyordu...
2 adet o büyüleyici güzellikte ki şok dalgalarından fırlattı.
Ardından ise tabancasını çıkardı ve ateş etti...
Çocuğun yüzüne baktığında gülümsemesini gördü..
Acımasızlık ve kazanmışlığın gülümsemesi idi.
O an orada görmüş olduğu tek şey vahşetti...
Rakibi olan insanın bacaklarını kesmiş kollarını ise koparmıştı...
Kol ve bacalarını ise hiç düşünmeden yedi...
Onca kişiyi öldürdükten sonra acıkmış olmalıydı...
Fazla durmadı...
Kol ve bacakları yediği anda gözü bir şeye takılmıştı.
Bir insan kadına...
Orada olmadığını gördüğünde ise önemsemedi bir arabaya atladı ve gitti...
Çocuk araba ile giderken oda öldürmediği erkek insana bakmıştı...
Kendisini görünür yaptığında ise insanın ufak bir çığlığı duyulmuştu...
Tek kelime ile yok etmişti...
(Tek kelime değil yalnız o yazar abi! 2 kelime eder. Birde bizi yaz artık!!!)
'' İşini doğru yapman her zaman önemlidir. Bir daha asla unutma!'' dedi ve önünde duran kadının boynunu kopardı...
//Yn: İyi okumalar dilerim.

0 yorum :

Yorum Gönder