Yıldırım Efendisi Bölüm 3

5 Mayıs 2016 Perşembe

Yıldırım Efendisi Bölüm 3



Odaya ilk gelen Kian olmuştu. Diğerleri hep beraber odaya girdiklerinde Kian'ı hazırlanırken bulmuşlardı.

''Ne yapıyorsun?'' dedi Kato.
''Ne yapıyora benziyorum?''
''Gidecek miyiz yani?''
''Başka çaremiz mi var? Azel, okulun kapanacağını söylemedi mi? Akşama kadar gitmemiz gerekiyor. Siz de hazırlansanız iyi olur.'' dedi Kian, bahsettiği çaresizlik ses tonundan belli oluyordu.

''İyi de nereye gideceğiz?'' Remigi'nin sessizliği kısa sürmüştü. Her zamanki gibi ranzanın üst katına çıkmıştı çoktan. ''Ne yapabiliriz ki?''

Kian çantasını toplamayı bırakıp onlara baktı. ''Bilmiyorum, sen ve Alesia şu anki yeteneklerinizle ortalama bir büyü okuluna rahatça girebilirsiniz. Ve Kato da aldığı davet mektubuna olumlu cevap vermeyi düşünür diye umuyorum.'' Kian'ın sözlerindeki iğneleyici tavrı özellikle Kato hissetmişti. ''Daha ne kadar saklamayı düşünüyordun küçük kardeşim?''

''...'' Kato ne yapacağını şaşırmıştı. Birkaç saniyeliniğe gözleri titredi sadece. Konuşmak için uygun kelimeleri seçememişti.

''Ne daveti?'' Remigi'nin sorgulayıcı gözleri Kato ve Kian arasında gidip gelmeye başladı. Boro sessiz kalmayı tercih edip nereden aşırdığı belli olmayan ekmeğini yemekle meşguldü.

''İki hafta önce aldığı Kraliyet Savaş Okulu davetiyesi. Ne kadar daha gizleyeceğini sordum sana.'' sesi beklediğinden sert çıkmıştı Kian'ın.

''Nasıl anladın?''
''Önemli şeyleri daha gizli yerlere koymalısın.'' dedi Kian basitçe.
''Çantamı mı karıştırdın?'' Kato ileriye doğru hızlı bir adım attı.
''Bir aşk mektubu sanmıştım.'' dedi Kian, mahcup bir tavırla çantasına geri döndü. ''Cevap bekliyorum, gidecek misin? Yoksa başka bir okula gitmek için belki de bir yılını mı harcayacaksın?''

Remigi kısa sürede üzerindeki şaşkınlığı atıp Kian'a baktı. ''Biz bahsettiğin şeyleri yaptıktan sonra sen ne yapacaksın? Boro ne yapacak?''

Kian konuşmadan ellerini çantasının içine attı. Diğerlerinin yanıt bekleyen gözlerine aldırış etmeden birkaç saniye büyük çantasını karıştırdı. Kız çantasından beter bir durumdaydı şu an çantası. Sonunda hızlıca çıkardığı kutuyu Remigi'ye verdi. ''Aslında ikiniz, yani Alesia ve sen büyük bir okula girme ihtimaline sahipsiniz. Ancak bu durumda planım suya düşer. Bu kutuda büyü gücü artırım iksirleri var. Orta seviye bir okulun öğretmenleri yedinci seviye simyacının yaptığı bir iksir karşısında çaresiz kalırlar. Boro için kendi yeteneklerinize ihanet etmek zorundasınız. ''

Remigi gözlerini iksir şişelerinden ayırmadadan, ''Bunları nereden buldun?'' diye sordu. Aslında cevabını tahmin ediyordu.

''Üstat Minoru'nun dolabından.''
''Yani çaldın? Öyle mi?'' Kato azarlayıcı bir ses tonuyla bağırdı Kian'a. Çantasını karıştırmasının intikamını almak istiyor gibiydi.
''Tam olarak çalma sayılmaz. Üstad'ın bana bir iksir sözü vardı, ben de alacağımı tahsil ettim.''
''Lanet olsun sana Kian.''
''Birbirimize bağırmanın sırası değil Kato.'' Remigi, Kato'yu susturup Kian'ın yaptığı planın detaylarını öğrenmek istemişti. ''Bu iksirlerle onları üç ay anca kandırabiliriz. Sonrasında ne olacak?''
''Yenilerini tedarik etmeye çalışacağım. Tabi siz de bu süre içerisinde siz de vazgeçilmez öğrenci olmaya bakmalısınız. Sonrasında yavaş yavaş durumu anlatacaksınız.''

Kato hala sinirli gözlerle Kian'a bakıyordu. ''Madem bir plan hazırladın, bize ne yapmak istediğimizi sorsaydın. Savaş okuluna gitmek mi? Kas kafalı bir grup insanın içinde ne yapmamı bekliyorsun?''
Kian göz ucuyla Kato'ya baktı. ''Kendi ırkına hakaret etmemelisin, küçük kas kafalı kardeşim.''
''Haah!'' Kato kendine hakim olamayarak sıktığı yumruğunu Kian'ın yüzüne doğru savurdu. Kian onu savuracak kadar güçlü değildi. Yüzüne çarpan sert yumrukla birlikte dudağı patlamıştı. Yerlere çok fazla kan döküldü, sıradan bir insanın kaldıramayacağı bir yumruktu. Kian'ın gücü de sıradan insanlardan farksızdı.

''Ne yapıyorsun Kato? Kendine hakim ol!''
Remigi hızla Kian'ın elinden tutup kaldırdığı sırada, Kian'ın yüzünde öfke belirtisi bile yoktu. ''Rahatladın mı?'' dedi Kian. Konuşurken dudaklarından kan gelmeye devam ediyordu. Gözleri baygın bir şekilde Kato'ya bakıyordu. Gücü kalmamış gibiydi.

''Evet.'' Kato arkasını dönüp dışarı çıkarken Remigi, Kian'ı hızlı bir şekilde revire götürmek için kaldırmakla meşguldü.

                                                                                        ***


Revir bugün çok sakindi. Okulun kapanacağı haberi yüzünden kimse kavga etmeye ve güçlerini başkaları üzerinde test etmeye vakit bulamıyordu. Çoğunlukla eşyalarını toparlamakla meşguldü öğrenciler. Azel okul kapanacak diyorsa kapanacaktı. Azel Yehoshua'nın emirleri mutlaktı ve itiraz etmeye kimsenin gücü yetmezdi.

Remigi, Kian'ı sırtlayıp revire getirdiğinde üstat Mao Lin sakin bir şekilde elindeki kitabı okuyordu. Şifalı bitkiler hakkında bilgi veren eski bir el yazmasıydı. Üstat Mao Lin gözlerini kitaptan ayırıp Kian'a baktığında gözleri büyüdü. ''Ne oldu ona?''

''Ufak bir tartışma.'' dedi Remigi sadece. Detaya inmeyi gereksiz bulmuştu.

Mao Lin, Kian'ı severdi. İlaç yapımındaki yeteneği onun bile kıskanacağı seviyedeydi. ''Şöyle şuraya getir. '' Dedi yerinden kalkarken.

Remigi, yavaşça sedyeye yatırdı Kian'ı. Yüzü solmuştu. Daha önceleri de dayak yediği olmuştu Kian'ın ama hiç birinde bu kadar soluk bir yüzle gelmemişti revire. Ağzı yüzü kan içinde kalmıştı her seferinde ama yüzü gülerdi. Neden bu kadar kötü görünüyordu, sadece Kato vurmuştu ona. Tek bir yumruk. Bu kadar ağır olmamalıydı. Yumruğun arkadaşından gelmesi mi onu bu duruma getirmişti?

Kendinden güçlü insanlara baş kaldırmayı alışkanlık haline getirmişti Kian, okula ilk geldiği zamanlar. Remigi ile şans eseri bir karşılaşmışlardı. İlk yıllarıydı ikisinin de. Son yıllıklardan iri ve güçlü görünen iki öğrenci Remigi'nin elindeki pakede göz dikmişti. Tartaklanırken bir anda ortaya çıkmıştı Kian. Öğrencilere diklenmiş ve onları tehdit etmişti. Gün sonunda ikisi de revirde yan yana yatıyordu. Yüzlerinde salakça bir gülümseme vardı.

Mao Lin kısa bir süreliğine kaybolup tekrar yanlarına geldiğinde elinde birkaç şişe ilaç vardı. ''Çok kan kaybetmiş, bünyesi yerine yenisi koyamamış. Merak etme bunları içsin yarın sabaha kendine gelir.'' Mao Lin bunları söylerken yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. Yavaşça elindeki şişelerden birer kaşık Kian'a içirdi.

''Akşama okulun boşaltılması gerekiyor, ne yapacağız?''
''Azel bile benim revirime dokunamaz evlat. Merak etme dedim sana. Şimdi sen git, o burada kalsın.'' dedi Mao Lin. Remigi'nin gitmesini beklemeden yerine oturup kitabını okumaya devam etti.

Remigi çaresizce revirden ayrıldı. Koridorlar boştu. Devriye gezen Alvez yardakçıları ve birkaç öğretmenden başka kimse yoktu etrafta. Sakin bir şekilde koridorları geçip okulun geniş bahçesine çıktı. Odasına gidip uyumak istiyordu bugün gerçekten yorulmuştu. Herkesle tartışabilirdi Remigi, herkesin tartışmasını izleyebilirdi ama Kato ve Kian'ın tartıştığını görmek kalbini ve başını ağrıtmıştı. Bu şey bir daha hiç yaşamak istemediği bir şeydi Remigi'nin.

                                                                                       ***

Remigi gözlerini açtığında Kato yanı başında bekliyordu. ''Uyan bakalım.'' dedi Kato elini uzatırken. ''Gitme vakti.''

Remigi yavaşça doğrulurken odanın geniş penceresine baktı. Güneş batmış; ay ve yıldızlar ortaya çıkmıştı. Açık bir akşamdı. ''Neden daha erken uyandırmadınız? Son arabaları kaçırırsak ne olacaktı?''

''Son arabaların gelmesine biraz daha var. Ama biran önce çıksak iyi olur. Üstat Mao Lin, Kian'ı yarın Kuzey Şehrine getirecek. Orada buluşacağız.'' dedi Kato.

İkili sırtlarında çantalarıyla birlikte odadan ayrılıp hızla dışarı çıktılar. Onların uzaktan geldiğini gören Alesia yanlarına koştu. ''Boro'yu gördünüz mü?''

''Hayır. Yine nereye kayboldu bu çocuk?'' Kato yakınlarda olmadığını bildiği halde bıkmış bir tavırla etrafına baktı.

''Kian'ın yanındadır belki.'' dedi Remigi. Gözlerini ovuşturuyordu. Kendine gelememişti hala.
''Arabalar okulda son kalanları götürmek için geldi ama onu bulamıyorum.''
''O obur şişkoyu mu arıyorsunuz?'' aşağılayıcı bir ses tonu hemen arkalarından geldi.  

YAYINCI NOTU: BU BÖLÜMDE DE BÖLÜM İSMİNİ VERDİĞİ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER İYİKİ VARSIN :D

0 yorum :

Yorum Gönder