DD - Bölüm 58 - Can Sıkıntısı

17 Mayıs 2016 Salı

DD - Bölüm 58 - Can Sıkıntısı


Selam millet Mete karşınızda. Hatırlarsınız özleşme faslını geçeli çok oldu.

***

Kafama doğru gelen kurşunun ağır bir çekim ile birlikte dönerek bana doğru yaklaşmasını izledim. Lanet olsun daha o kadar şahane değilim. Yani bir kuşunu durduramam değil mi?

Elimde ki kıkırdak dokusunun bir anlığına kaskatı kesildiğini hissettim. Parmaklarımın bir beton gibi sertleştiğini anladığımda çoktan tırnaklarım taze yumuşak etin içerisine doğru gömülmüştü.

Tabii bu sırada kurşun ise boynuma doğru gelmiş deri mi parçalayıp, soluk borumdan içeriye doğru ilerlemiş, daha sonrasında ise omuriliğimin bir kısmı bile birlikte dışarıya çıkmıştı.

O kadar çok canımın yandığını hissetmiştim ki. Bir an beynim yayılan sinyallerden ötürü felce uğramış gibi idi. Boynuma çarpan merminin etkisi ile birlikte bir anlığına geriye doğru vücudum sendelemiş sonrasında ise adam ile buluşmuş olan elim sayesinde bu fırlama sona ermişti.

Elimin nereye doğru geldiğini görebilmek için bakışlarımı sabitledim. Tam olarak anlayamamış olsam da göğüsün sol tarafına doğru içeriye girmişti.

Acaba görev kabul oldu mu?

Siktir birde olmadıysa!!

Dua etmekten başka şansım olmadığı için ve boynumu kullanamadığım için kafamı ona doğru salladım.

Anlık olarak görebiliyordum ama yine de iyi olduğuna eminim. Şuan onu değil kendimi düşünmem gerek!!

Dışarıdan gürültüler çıkmaya başladı. Bir kaç insan konuşuyor, adım seslerini yaklaştıkça daha rahat bir şekilde duyabiliyorum.

Hızlıca bir şeyler yapmam lazım. Lanet olsun düşün Mete düşün!!!

Aklıma gelebilen ilk şey vampir olduğumdu ve elimin birisi ile kafamı dengede tutarken diğer elim ile adamın yanına doğru ilerledim.

Adamın gözleri sonuna kadar açıldı. Daha ölmemiş it!!
Dudakları oynamaya başladı “***** ***** **** “ dedikten sonra bir anda bakışları durgunlaştı.

Açıkçası ne dediğini pek fazla anlamadım veyahut önemsemedim desek daha doğru olur.

Boynunu sağa doğru çevirdim ve vücudumu eğdim. Kafamı doğru pozisyona getirdikten sonra dişlerimi derisine batırdım. Tadına falan bakmadım bu sefer hayvan gibi içtim. İçmemin sebebi ise belki iyileştirir umuduydu.

Lakin öyle olmadı...

Hani petler içerisinde meyve suyu olur pipet içe son demlerini içerken “Höppottt” diye ses çıkar. Bittim ben bırak der ona benzer artık sadece deriyi çektiğimi fark ettiğimde bıraktım.

Vücudunda ki bütün kanı içtiğimde karşımdaki insan bir deri bir kemik kalmıştı.

Sonrasında ise beklenmedik bir şey ortaya çıktı. Adam yok oldu!!

Sarı bir ışık eşliğinde yok olan adam gerisinde ise sadece üç küçük şişe bırakmıştı. Şişelerin içleri yeşil sıvı ile dolu idi.

Kısa bir süre baktım ve incelemem bittiğinde sonucu gördüm.

[[ Azaltılmış can iksiri: kişi bu iksiri içtiğinde sağlığı yenilendiği söylenir. İçen kişiye 200 can puanı sağlar.]]

Tam ihtiyacım olan şey bu!!

Elimin birisi ile saçlarımı kavradım. Şişeler gayet basit düzenlenmişti. Sadece uçlarında ufak beyaz kapakları bulunuyordu kolayca açılabildiğini de söylemek gerekiyordu.

Bir tanesini aldım ve içtim hiç hız kaybetmeden ikincisini de içtim ve beklemeye koyuldum.

Vücudumda yanma hissine benzer bir tür olay silsilesi gerçekleşti. Hepsi öyle acıklı idi ki kafamı sabitlemeyi neredeyse kesecektim.

Ah bu arada neden kafamı sabitliyorum biliyor musunuz? Kemik oluştuğunda bir terslik olmasın diye.
// adam düşünceli yaaw

Bu acı yaklaşık bir dakika sürdü. Acı hafiflemeye başladığında ise elimi saçlarımdan çektim. Boynumu iki kez sağa sola salladım.

Boynumdan çıkan “Kütürt” sesleri ile birlikte tamamen normale döndüğünü anladım. Hızlıca kıza doğru ilerledim ve bileğine sağlanmış olan inşaat çivisini tek seferde çıkardım. Çivinin çıkması ile birlikte kız bir anlık gözlerini açtı ve çığlık attı sonrasında ise bayıldı.

Bende bu sırada boş durmadım. Elindeki ve bacaklarında ki ipleri çözdüm ve kızı omzuma aldım.

Tam kapıdan çıkacaktım ki etrafımın bir çok insan ile çevrildiğini fark ettim.


Birbirleri ile fısıl fısıl konuşuyorlardı.

Her hikayede olacağı gibi içlerinden bir baba yiğit çıktı ve “utanmıyor musun ulan bir bayana bunu yapmaya şerefsiz” dedi.
// heeeh dayı bizde seni bekliyoduk zaten

Şimdi açıkla açıklayabilirsen bu bezelye beyinliye...

Dinliyor musun lan sen beni göt oğlanı!! Ne yaptın lan bayana!! Şerefsiz!!!” diye bağırmaya devam etti.

Şimdi bu olayda bende celallenirsem benim aleyhime olur. Sakin kalmalıyım evet... Derin bir nefes al ve ver.

Kucağımda bulunan kadın ile birlikte yürümeye devam ettim. Şuan yorgunluktan gebermek üzereyim!!

Cyaaaa!!!” diye bir başka yerden çığlık duyuldu. İnsanlar gözlerini bir anda oraya doğru döndürdü. Bende bu süreden istifaden hızlı bir şekilde oradan uzaklaştım.

Şuan götümden soluyorum desem yeridir. İhtiyarın evine gelene kadar geberdiğimi düşünüyorum.
Neden mi?
Lanet olasıca kadın çok ağır... Hayır güçsüz olduğumdan değil ama... Ne bileyim normalden bir kaç kat daha ağır sanki.

İhtiyarın evinin önüne geldiğimde kapıya bir tane tekme vurdum. Tekmenin etkisiyle birlikte kapı menteşelerinden ayrıldı. İhtiyarın “Yavaş ol ulan it!!” diye bağırışı kulağımın zarını deldi adeta.

O kapının menteşelerini sana yedirtmezsem!!  Hayvan herif evime geldiğinden beri olaydan başka bir şey... Buda kim ulan!! Ne olmuş buna” dedi beni kapının girişinde elimde bir kız ile görünce.

Bu kız ağır yaralanmış durumda ihtiyar. Sen doktorsun değil mi? Yardım et bu kıza ben gidiyorum” dedim ve geriye doğru bir adım attım.

Nereye gidiyon lan it!!” diye arkamdan bağırdı. Cidden bu moruk bana hakaret etmeye doğmuyor...

“ İşim var ihtiyar sonra gelirim ha birde kapı tamirinden pek anlamasam da öğretirsen hallederim bir ara” dedim.
// hareme karı bulmaya demiyoda işim var, yedik bizde
Tamir edicen tabi lan!!” diye bağırdı.

İplemedim fazla ve ilerlemeye devam ettim.
----------------------------------------------------------

YN: Tamam biliyorum bu bölüm biraz kısaydı. Ancak bir sonraki bölümü daha uzun yazacağım hımm... Mesela 1500 kelime kadar olabilir. Anlayışınız için şimdiden teşekkürler

0 yorum :

Yorum Gönder