DD-Bölüm 9- Sanırım Üzüldüm!

2 Mayıs 2016 Pazartesi

DD-Bölüm 9- Sanırım Üzüldüm!


Şunu öğrendim ki;

Zombiler bile zorladıklarında uyuyabiliyorlarmış..

Ne kadar zorladın diye sormayın inanın bende bilmiyorum.

Lakin uyandığımda ortalık akşamüstü idi onu biliyorum.

Uyandığım anda gelen *TInn* sesinin ne için geldiğini de biliyorum.

Açım hem de hayvan gibi açım hem zihnen hem de bedenen gerçi beden aç olduğunu pek hissettirmiyor ama olsun...

Keşke bir kölem olmuş olsa...

Neden bunu dedim sizlere söyleyeyim.

Açlığımı bastırabilmek için tabikide!!

Başka ne için köle isteyebilirim ki... Güzel ve çıtır birisi ise.... Öpmek, ellemek... gerisini biliyorsunuz.

Ayağa kalktım. Ortalığın durumunu görmek için etrafıma bakınırken dibimden bir araba geçti!!

Dibimden derken şunu demek istiyorum ben kulübedeyim. Kulübenin dibinden geçti.

Sanırım ucuz yırtım.

Bunu niye dedim biliyorsunuzdur. Bir zombi için nerde insan fazlalığı orda kesin ölüm demek oluyor.

Aslında bir insan bile yetebiliyor.

Alacağın kafaya bir darbe ile işin biter GG!! WP!!

Hantal hantal kulübeden dışarıya çıktım. Kulübenin tam dışarısına adım atıyordum ki. Yerde yatan bir köpek gördüm.

O bildirimden sonra veli nimet karşımda duruyordu.

Mümkün olduğunca az ses çıkartarak yanına ilerledim. Ikına ıkına eğilerek köpeği hızlı bir şekilde yakaladım.

Ne olacağını biliyorsunuz değilmi?

Öldürdüm...

Doğanın en temel kanunu bu sonuçta!!

Sonrasında ise afiyet ile yedim.

''Mosh'' ''Mosh''

Tadı şey gibiydi. Bu eee... tamam neyse boşverin şimdilik.

[[ 75 deneyim puanı elde edildi!! Güncel deneyim puanı 175/750 ]]

Ee.. Harika bir şey değil mi bu?

Köpeği tamamen bitirdikten sonra hafif bir pırıltı elime doğru yönlendi. Pırıltının sona ermesini bekledikten sonra elime doğru gözlerimi yoğunlaştırdım.

Karanlıkta neredeyse kör gibiyim.

Elime düşmüş olan şey daha önceki para ve bir adet kitaptı.

Sırf meraktan öncelikle parayı inceledim.

[[ Lucifer siyah sikke: Mevcut dünyanın güncel para birimi oldukça değerli olan siyah demirden yapıldı. 100 adet toparlayarak takas etmek mümkün ]]

Takas?

Ne ile takas?

Bunu niye yazmıyorsun A**NA KOYAYIM!!

Yapacak bir şey yok yine zar zor cebime attım.

Sonrasında ise elimdeki kitaba gözlerimi diktim. İncelemeye başladım.

[[ Beceri kitabı: Görünüm değişikliği (İnsan) ]]

[[ Kısa bir süreliğine (5 dakika en fazla) mevcut görünüşünü insan bedenin ile değiştirmek mümkün. Günde sadece bir kez kullanılabilir. Görünüş dışında başka herhangi bir değişikliğe izin vermez]]

Kafa salladım güzel bir beceri kitabı...

İlerisi için kullanılabilir öğrenmek istedim.

Lakin her ne kadar öğrenmek istesem de bildiğim bütün yöntemler işe yaramadı.

Bende kitabın kapağını açtım ve ilk sayfasını çevirdim.

Bunu yaptığım anda *Tınn* diye bildirim ekranı karşımda gözüktü.

[[ Görünüm değişikliği (İnsan) adlı beceriyi öğrenmek istediğinizden emin misiniz? ]]

Bunu mu demek istediniz dedi resmen!!!

Söylediklerini es geçtim.

Oda bana şık verdi [[Evet/ Hayır]]

Zihnen evet dedim ve kitap bir anda parçalara ayrıldı. Sonrasında ise kulaklarımın içinden beynime doğru ilerledi.

İnanın acıttı!!!

Niye noveller de olduğu gibi bir anda hop diye yok olmadı ki...

Şu an artık umurumda değil. Kulübeden yürüyerek uzaklaşmaya devam ettim. Yemek bulmalıyım.

Kendimi kantine hedefledim ve ilerlemeye devam ettim.

Yürürken aklıma bir soru takıldı.

Acaba annem ve babam ne yapıyorlar? Beni hiç düşündüler mi ki? Bunu neden sorduğumu bilmiyorum belkide psikolojik ama zombi olduktan sonra bile bir kez olsun aramadılar sizde şahitsiniz...

Üzüldüm. Hemde çok üzüldüm.

Çok ağlamak istedim evet erkelerde ağlayabiliyor...

Lakin zombi bedenim saolsun bir damla göz yaşı düşürmeme izin vermedi. Hem sanırım pasif yeteneğim saolsun üzüntüm hızlıca kayboldu.

Hantal hantal ilerledim. İnanın sırf yavaş yürümemden ötürü yol boyunca canım çok sıkıldı ve bende 20 ye kadar çarpım tablosunu saydım.

10 bittiği için 20 yaptım.

Ama son zamanlarda beynim erimedi değil...

Bunu yapmamın bir sebebi ise şu belki yetenek öğrenirim diye

Ama umduğum gibi yetene öğretmedi namussuz.

Sanırım zombiler için matematiğin fazla bir önemi yok.

Salla...

Yolun sonuna geldiğimi fark ettim. Önümde bir kapı vardı ve açıktı. Bende içeriye girdim içeriye girdiğim anda benim kankileri gördüm.

Elbette ki onlarla selamlaşmak isterdim ama...

Onlarda böyle bir niyet yok gibi. Çünkü hepsi bomboş ortalığa bakınıyorlar oldukça da nadir hareket ediyorlar.

Sanırım bu uyku modu oluyor bizler için.

Bina içerisinde ilerledikçe başka bir durum fark ettim. Burada ki nüfusun büyük çoğunluğu kadın...

Bir kat yukarıya çıktım.

Çıktığım anda fark ettim nerede olduğumu!!!

LANET OLSUN!!!

Sanırım kafeterya ya gitmek isterken vücudum otoatik olarak beni kızlar yurdunun önüne getirdi.

Zombiyken bile zihnim fesatlıkta.

Hazır fesatlıktayken acaba kuş ne alemlerde ki?

Kafamı zihnen salladım. Daha adam akıllı oturamıyorsun kuş nasıl ötsün lan!!!

Hazır buraya kadar gelmişiz.

Odalarda illaki bir iki embesil insan olur değilmi genelde zombi filmlerin de, mangaların da veyahut novellerin de...

Bende bunu kullanmak istiyorum.

Genel mantık ile düşünürsek zombiler sese aşırı duyarladır. Bir test edelim bakalım.

Yanımda duran bir su borusu tesisatı var. Muhtemelen sonradan bağlanan kalorifer borusu.

Elimi borunun üstünde bir iki sefer vurdum.

''Heeeaaaaahhh''

'' Tak-Tak'' ( çenesini bir birine vurdu hayvan oğlu hayvan)

Anlaşıldı. Harbiden sese oldukça duyarlıyız. Bu arada vurduğum ses ile kankilerin sesi birleşince bir çığlık duyulmadı değil tabiki. Hatta çığlığın ''KYAAAA'' olarak çıktığını bile söyleyebilirim...

... Daha fazla animeci kız...

Neden ben canlıyken hiç karşıma çıkmazlar ki?

Sanırım gizlemeyi seviyorlar anime izlediklerini.

Kulaklar herhalde lan benimde keskin o çığlığın nereden geldiğini bende duydum.

2. Katta olduğumuz için oda numaraları 2-1,2-2,2-3 diye gidiyordu. Her katta bunun gibi 100 hane olduğunu düşünün.

Şuan ki çığlık ise 2-65 den geliyordu.

Numarayı biliyorum ama inanın kim var bilmiyorum.

Bu arada o sesi duyduktan sonra zombileri kimse durduramaz hale geldi.

Daha ben ilerleyemeden hunharca kapının önüne koşturdular. Kapılar çelik olması konusunda kararlaştırılmıştı.

Bunun yapılmasını en çok ise annem istemişti.

Lakin para çok tutar diye bizim süper tatlı (Seksi) müdiremiz. Tahta olmalarını uygun gördü.

Sanırım şimdi sana şükredicem müdire hanım!!!

Hızlıca(!) kapının önüne doğru ilerledim. Önümde ki zombilerin bir kısmını atlattım ve orta sıralarda bekleyişe başladım.

Neden mi? Olurda ilk sıradakiler ölmeye başlarsa ben o arada birisini saldırıp öldürebileyim diye zaten o sıradaki panik ile alayı ölür.

Alayı dediğime de bakmayın ha ? Bir odada en fazla 4 kız yaşayabilir.

O halde bekleyiş başlasın!!!



0 yorum :

Yorum Gönder