DD-Bölüm 21-Leydi!!

3 Mayıs 2016 Salı

DD-Bölüm 21-Leydi!!


Selam millet Mete yine ve her zaman olduğu gibi tekrar sizler ile. 
Sonunda 7 gün geçti. 
7 günün geçmesi inanın benim için bir ıstırap idi. Yani etrafında seni ipleyen insan yok… 
Günleri bile bilemiyorsun neymiş ne olmuş diye 
Günlerin geçtiğini sadece bir adet bildirim ile bilebiliyordum. 
Ki o günlerin bir tanesi bile neredeyse bana bir asır gibi gelmişti… 
7. günün sonunda gözlerimi açtım. 
Etraf ilk başta bulanıktı. Hatta bir şeylerin hızlıca uzaklaştığına şahit oldum. Lakin tam emin değilim kim olduğu ile ilgili… 
Lakin saçlarının uzun olduğu konusunda kesinim! 
*Tınn* 
[[ Irk değişikliği ve evrim tamamlandı. Yeni ırkınız: Gulyabani ]] 
[[ yetenek elde edildi. ‘’Gece görüşü’’ ]] 
[[ Yetenek kaldırıldı. ‘’Salyangoz hızı’’]] 
[[ Yetenek aktif edildi. ‘’ Güneşin korkusu (debuff) ‘’]] 
[[ Temel yetenekler seviye atladı.]] 
[[ Kullanabileceğiniz 20 durum puanı mevcut]] 
[[ Evrim ve yeniden oluşmuş vücut deformasyonları  beden ile olabilecek problemler maksimum optimizasyon ile yok edildi. ]] 
[[ Koku duyusu yerini termal algılamaya bıraktı. ]] 
Ahhh…!!! 
Yeter bir sus artık!! 
Kafamı şişirdin yeter!!! 
Durumları anladığıma göre artık zombi değilim… 
Ellerimi yukarıya doğru kaldırdım… 
Kesinlikle zombi değilim. 
Çünkü ellerim… Yani daha doğrusu yarı pençelerim var!! 
Aslında dikkat ettim de o or**pu kadar da uzun değil pençelerim. Yani kılıcı kullanabilirim bu eller ile… 
Sahi kılıç deyince!! 
Gözlerim kılıcımı aradı en son o sürtük içinde bırakmıştım o kılıcı 
Kendime geldiğimde bir kolumun (sol) tekrar oluştuğunu fark ettim. Şükürler olsun ki babana geri döndün… Yoksa ben sensiz ne yaparım. 
Hızlıca ayağa kalktım. 
Ahahah!! 
Kıyafetlerim değişmiş. 
Şimdi tam bir gulyabani gibiyim!! 
Neden diye soracak olursanız! 
Şey sadece bir adet çarşaf giyiyorum. 
Yürümeye koyuldum. O or**pu ile karşılaştığım odanın dışarısın doğru ilerledim. 
Hey kendimi oldukça normal hissediyorum. 
Sanki… İnsan gibi… 
Birde pençeler yok olup burun geri gelse tamamdır. 
Bu arada millet burnumun olduğu yeri yokladım. Evet artık yok! Onun yerine balıkların solungaçları gibi iki adet delik mevcut. Koku yerine ısı algılıyorum artık. 
‘’Lucifer’in Göz Bebeği ‘’ yeteneğim sağ olsun artık bir ölü yiyici olduğumu biliyorum. 
Buda demek oluyor ki canlı insan yiyemem ya öldürüp yiyeceğim yada zombi yiyeceğim!! 
İnsan meselesi biraz sıkıntı ama… 
Tesadüfe bakın her yer zombi!! 
20 oda kadar ilerledim. Elim istemsiz bir şekilde boynuma doğru gitti. Boynumda olan kolyeyi hissettikten sonra ise gözlerim aşağıya kaydı. Botlarımda yerli yerinde… 
Bir tek kılıç eksik. 
Umarım o fıstığı bulabilirim. 
Bu arada 7 gün boyunca oturup düşünürken kılıcımın ismini değiştirdim. 
İsmi artık ‘’Leydi’’ hayır Türkçe yazıldığı gibi. 
Neden İngilizce yazıldığı gibi olmadığı konusuna gelirsek o kadar güzel durmuyordu çünkü. 
15 oda daha ilerlediğimde yerde kan izine rastladım. 
Her oda ilerleyişimde ise daha fazla arttı. 
20 oda daha ilerlediğimde ise kanın sahibini bulabildim. 
Bu o ‘’Or**pu’’ dan başkası değildi. Tamamen yere yığılmıştı ve göğsüne saplamış olduğum kılıç havaya bayrak gibi dikilmişti. 
Demek gerçekten ölmüş ha? 
Üstüne birde beni yememiş bile… 
Eklemlerim artık hiç olmadığı kadar canlı o yüzden rahatça eğilip kalkabiliyorum. Evrim geçirmek sanırım iyi bir özellik!! 
Gerçi DDO da bu özellik yoktu ama… 
Yani tamam vampirler mevcut idi ama sadece belirli bir seviyeden sonra vampir olabiliyordunuz…. 
Sanırım 200 seviyede gibi bir şey idi. 
(Bu arada millet vampir olmayı her ne kadar istesem de yazar ile çakışmak istemiyorum üstüne sizlerde çakışmasanız iyi edersiniz. Özelliklede yeni bölüm nerde diye! Sonrasında ne ben sizler ile beraber olabilirim nede sizler beni yani harikulade ana karakter Mete’ yi okuyabilirsiniz..!!) 
// Mete olayı çözmüş artık şekil şükül yapmaz yazara 
Oyun içinde ki seviye sınırı ortalama olarak 1000 ile ölçülüyordu. Binden sonra evet seviye atlanabiliyordu ama daha ne kadar sınırsız gidilebileceği bir muamma idi. 
İşte bu yüzden sırf bu oyuna aşık olmuştum ya… 
Kılıcı aldığım anda nereden aklıma geldi ama ‘’Bundan sonra ismi leydi ‘’ dedim. 
Bir saniye konuşabiliyorum!! 
Bu… 
Bu mükemmel bir şey her ne kadar sesim çatallı çıksa da… 
Ağlamak istiyorum… 
Hayır yine ağlayamadım… 
Sanırım pasif yeteneğimden ötürü… 
*Tınn
[[İmitasyon Yin Kılıcı’nın ismini değiştirmek üzeresiniz. Yeni isim ‘’Leydi’’ Onaylıyor musunuz. ]] 
[[ Evet/ Hayır ]] 
[[Not: İsim değişikliği kullanıldığında eşya sahibine bağlanır. Bağlanmanın mühürlenmesi için hayat puanınızdan 100 puanın yok edilmesi gerekmektedir. ]] 
Elim evet göstergesi üzerindeydi. Eklemler çalıştığından dokunarak yamak istedim. 
Notu okuyordum ki elim istemsiz bastı… 
Sanırım elimde ki kılıç bunu istedi… 
Keskin bir acı zihnimin derinliklerinden göğe doğru yükseldi!! 
‘’Uuuuaaaaahhh!!’’ 
*Tınn
[[ -100 Can puanı mevcut canınızdan eksildi. Mevcut can puanınız 200/300 ]] 
Ne dedi lan bu? 
Daha demin 300 can puanı mı dedi!! 
‘’Evet’’ 
Oda iyi imiş de bir saniye… 
Benden başka konuşan kişi de kim! 
‘’Sende kimsin?’’ 
‘’Ben Leydi sahip ‘’ 
Beyler şu zamana kadar duymadığım( ki japon animeleri falan ne varsa sayın!) tatlı bir ses bana yanıt vermişti. 
Üstelik sesin bir kız olup beni de sahip olarak görmesi… 
Şuan 32 dişimi de gösteriyorum… 
Sahip kelimesinin onur verici olduğu doğrudur.!! 
‘’Sen… sen konuşabiliyormusun!’’ 
‘’Duyduğuna göre evet sahip!!’’ 
‘’Harika!’’ 
‘’Teşekkürler…’’ 
Dedi ve sustu. Sanırım trip yaptı… 
// Ses japon işi trip türk işi hadi çık işin içiden :D 
Bilemiyorum. Kılıcı sol elime aldım ve önümdeki or**punun bacağından tuttuğum gibi havaya kaldırdım. 
Afiyet olsun!! 
*Mosh* 
*Mosh* 
‘’Hiiuuu’’ 
Oldukça leziz… 
Ama kesinlikle bir memiş değil!! 
O tat bombaları asla aklımdan dışarıya çıkmayacak!! 
Yemeğimi de yediğime göre artık yeni bir hedefimin olduğunu resmen doğrulamam mümkün… 
‘’Kıyafet değişikliği!!’’ 
‘’ Bence de !! seni aptal sahip kınımı bul bana!! Kendimi çıplak gibi hissediyorum!!’’ 
Dedi Leydi…

0 yorum :

Yorum Gönder